Herkes robotların işimize yarayacağını devletlerin güçleneceğini söylüyor, ama ben katılmıyorum. Yapay zekalı robotlar tüm Dünyada yasaklanmalı, yoksa geleceğimiz sıkıntılı olucak. :n
Robotlarla evliliği yasallaştıracaklar. Rusya'da erkek robot genelevi, Fransa'da kadın robot genelevi kurdular. Bu robotlardan milyonlarca ürettiler, yakında piyasaya sunacaklar
Yemeğinizi drone ile alır mısınız?
İzlanda'da bir e-ticaret şirketi başkent Reykjavik'te internetten verilen yemek siparişlerini drone ile teslimata başladı. Şimdilik günde iki ila üç sipariş teslim eden şirket, bu yöntemin araçlı teslimatlara göre daha ucuz, hızlı ve çevreye daha duyarlı olduğunu savunuyor.
video izlemek için
https://www.dw.com/tr/yeme%C4%9Finizi-drone-ile-al%C4%B1r-m%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1z/av-45636294 (https://www.dw.com/tr/yeme%C4%9Finizi-drone-ile-al%C4%B1r-m%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1z/av-45636294)
* Maliyetleri azaltmak için güzel yöntem. Yakında balkondan yemek siparişlerini alacağız demek. @manjimurai
Seni Daha Uç Noktaya Götüreyim :))
Amazon'dan kasa ve kasiyersiz ilk süpermarket!
Elektronik perakendecilik devi Amazon, geçen yaz Whole Foods`u alarak girdiği fiziksel perakendecilik işinde çığır açan bir uygulamaya geçti. Kasa ve kasiyerin olmadığı, mağazadaki kamera ve raflardaki sensörlerin müşterileri takip ettiği ve tüm faturalandırmanın uygulama üzerinden yapıldığı ilk mağaza açıldı.
https://www.youtube.com/watch?v=6OVNMukd7xU
http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/amazondan-kasa-ve-kasiyersiz-ilk-super-market-40717746
@kazims
bu arada bizim pttde drone ile siparis teslimi yapiyor . ancak cok kısıtlı yerlere .
Yemeğinizi drone ile alır mısınız?
İzlanda'da bir e-ticaret şirketi başkent Reykjavik'te internetten verilen yemek siparişlerini drone ile teslimata başladı. Şimdilik günde iki ila üç sipariş teslim eden şirket, bu yöntemin araçlı teslimatlara göre daha ucuz, hızlı ve çevreye daha duyarlı olduğunu savunuyor.
video izlemek için
https://www.dw.com/tr/yeme%C4%9Finizi-drone-ile-al%C4%B1r-m%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1z/av-45636294 (https://www.dw.com/tr/yeme%C4%9Finizi-drone-ile-al%C4%B1r-m%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1z/av-45636294)
* Maliyetleri azaltmak için güzel yöntem. Yakında balkondan yemek siparişlerini alacağız demek. @manjimurai
https://www.windy.com/?38.031,16.018,5
kasırgayı canlı takip edebilrisiniz. Pazar Sabahtan izmirde olacak.
Kasırga hiç bir zarar veremeyecek çünkü çok iyi yapı sistemimiz var :)
yapılar sağlamda
elektrik telleri ağaçlar sakat
gerçekten bakınca bayağı bir korku verici görünüyor.
Allah yardım etsinde kazasız belasız atlatalım.
Gerçekten çok büyük bir afet geliyor. Yetkililer bile bu kadar telaş yaptığına göre bayağı etkili bir olay olacak.
onedio.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: AK Parti'nin yıkılması demek Türkiye için de bir büyük felaket anlamına gelecektir
Mustafa Kemal Atatürk : Benim nacizane vücudum, elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyet' i ilelebet payidar kalacaktır....
Yorum Yok
İddia odur ki, borç batağına sürükledikleri kamu bankalarını işsizlik fonuna çökerek kurtarmaya çalışmışlar. Hem de yönetmeliğe aykırı olarak..bugün bazı anahaber bütenlerinede konuydu bu,
Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank'a 11 milyar TL aktarıldı: Kaynak, İşsizlik Fonu
İbrahim Kalın, İşsizlik Fonu'ndan kamu bankalarına 11 milyar lira aktarıldığını doğruladı
İşsizlik fonu paralarının kamu bankalarına aktarılmasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu, "İşlem hukuki, bilgimiz dahilinde değil" dedi!
İşsizlik Sigorta Fonu bütçesi kamu bankalarına aktarılarak İşsizlik Fonu Yönetmeliği’ne aykırı bir işlem yapılmıştır!
İşsizlik fonu paraları kamu bankalarına aktarılmış. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Geçen sene de birtakım kaydırmalar yapılmıştı. Tehlike söz konusu değil" diyor
https://ugurgurses.wordpress.com/2018/10/02/borsadan-al-issizlik-fonu-haberini/
****Yorum**** Ben Yaptım Oldu. Yakında hesaplarımızdan başka bankalara paralarımız aktarılırsa şaşırmayalım.
KALIN diyor Tehlike söz konusu değil ben değil KALIN demiş.
@manjimurai
İddia odur ki, borç batağına sürükledikleri kamu bankalarını işsizlik fonuna çökerek kurtarmaya çalışmışlar. Hem de yönetmeliğe aykırı olarak..
Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank'a 11 milyar TL aktarıldı: Kaynak, İşsizlik Fonu
İbrahim Kalın, İşsizlik Fonu'ndan kamu bankalarına 11 milyar lira aktarıldığını doğruladı
İşsizlik fonu paralarının kamu bankalarına aktarılmasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu, "İşlem hukuki, bilgimiz dahilinde değil" dedi!
İşsizlik Sigorta Fonu bütçesi kamu bankalarına aktarılarak İşsizlik Fonu Yönetmeliği’ne aykırı bir işlem yapılmıştır!
İşsizlik fonu paraları kamu bankalarına aktarılmış. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Geçen sene de birtakım kaydırmalar yapılmıştı. Tehlike söz konusu değil" diyor
https://ugurgurses.wordpress.com/2018/10/02/borsadan-al-issizlik-fonu-haberini/
****Yorum**** Ben Yaptım Oldu. Yakında hesaplarımızdan başka bankalara paralarımız aktarılırsa şaşırmayalım.
KALIN diyor Tehlike söz konusu değil ben değil KALIN demiş.
@manjimurai
İddia odur ki, borç batağına sürükledikleri kamu bankalarını işsizlik fonuna çökerek kurtarmaya çalışmışlar. Hem de yönetmeliğe aykırı olarak..
Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank'a 11 milyar TL aktarıldı: Kaynak, İşsizlik Fonu
İbrahim Kalın, İşsizlik Fonu'ndan kamu bankalarına 11 milyar lira aktarıldığını doğruladı
İşsizlik fonu paralarının kamu bankalarına aktarılmasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu, "İşlem hukuki, bilgimiz dahilinde değil" dedi!
İşsizlik Sigorta Fonu bütçesi kamu bankalarına aktarılarak İşsizlik Fonu Yönetmeliği’ne aykırı bir işlem yapılmıştır!
İşsizlik fonu paraları kamu bankalarına aktarılmış. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Geçen sene de birtakım kaydırmalar yapılmıştı. Tehlike söz konusu değil" diyor
https://ugurgurses.wordpress.com/2018/10/02/borsadan-al-issizlik-fonu-haberini/
****Yorum**** Ben Yaptım Oldu. Yakında hesaplarımızdan başka bankalara paralarımız aktarılırsa şaşırmayalım.
KALIN diyor Tehlike söz konusu değil ben değil KALIN demiş.
@manjimurai
Hayat hikayesini öğrendiğinizde "Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz" demekten kendinizi alamayacaksınız.
Atatürk'ün de dediği gibi; “İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından emin olamazlar.”
Lütfen bu yazıyı okuyunuz. Hepsini buraya yazmak zor olacağı için linki veriyorum.paylaşım cok güzel, teşekkürler (spk)
https://onedio.com/haber/bu-ismi-tanimiyorsaniz-cok-ayip-ediyorsunuz-ilk-yerli-ucagimizi-uretip-ulkemizi-demir-aglarla-oren-adam-nuri-demirag-813705
İlk cümleden alıntı.
son cümleden alıntı.
@manjimurai @smbllr424 @strenergy
O kadar çok söylenecek söz varki
Hala aynı olayların devam etmesi; yazık bu ülkeye
Berat Albayrak..
-Firmalarımız asgari %10 indirim yapacak.
-Elektrik ve Doğalgaz’a yıl sonuna kadar zam yapılmayacak.
-Faiz oranlarında %10 indirim yapılacak.
-Hal yasası değişecek, komisyoncukuk kalkacak.
Ne Güzel haberler
*** Firmalar demek ki önce %10 bir zam yapacak sonra enflasyonla topyekün mücadele levhası koyup %10 indirecek. Yani Yersen
Elektrik ve doğalgaz için zam yok. Yapacak yer kalmadı zaten. Yıl sonuna kadar yokmuş. Kardeş 2 ay kalmış artık yapma zaten bir zam. 3 ay arka arkaya yaptın.
Bir soluklan nefsin soğsun. Sonra devam edersin.
Faiz oranı inecekmiş. Bankalarımız yüksek faizle kullandırılmış kredilerin faiz oranlarında %10 indirim yapacak
Hal yasası değişecekmiş. Hal yasası değişikliği ile komisyonculuk son bulacak, üreticilerin satış imkanının artırılması hedef olacak.
Domates olmuş 6 7 TL ( İzmir için ). Üretici bedava veriyor bize gelene kadar 5 TL konuyor üstüne neredeyse.
Olursa bu dediği hiç olmaz işe pazarda nefes alırız.
Kısaca ekonomik kriz yok kardeşim. Ekonomi ile mücadele var.
Geçen ay aldığım hiçbir şeyi bu ay aynı fiyattan alamıyorum.
Mücadeleye devam.
@manjimurai
Standart Ulker Klasigi . Sokundan Tut Ulkere Kadar Ayni . Murat Ulker Klasigi .
@kazims @smbllr424Spoiler İçeriğini Göster[/spoiler]Üzgünüz, mesajın bu kısmını görme yetkiniz yok. Lütfen giriş yapın veya üye olun.
bunları yazmadım
bu örnekler çok
adam diyor ya ben hep 10 TL lik alıyorum
Haklı 10 TL lik alıyor ama 3 ay önce 100 gr alıyordu şimdi 60 gr alıyor. Ama o hep 10 TL lik alıyor bir kaybı yok ona göre
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/yildiz-holdingden-enflasyonla-mucadele-programi-aciklamasi,bbnbpxLTlUaMGtcuN3_-0Agöstere göstere yapmıyor ki,
habere bakarmısın :D
Ülkerden Örnek Verdim. Yildiz Holding Enflasyonla Mücadele İçin Hükümetin Yanında Destek Vercek Gibi Bişiler Diyor :D Abi Sen Ürünün Gramajini Düşürüp Pahaliya Satiyorsun. Sonrada Diyorsunki Devletin Ve Halkin Yanındayız :D :D :D :D
Abi Göstere Gösterede Yapılmazki :D
göstere göstere yapmıyor ki,
sen resimli paylaşım yapmasaneksik 6 gr. dan haberim olmayacaktı,
moralimi bozdun, şimdi nasıl gidip alayım ben o ürünü :g
@Neutron söylemim sadece suan yada suanki yönetenler için degil genel kendi tespitim..sen yerel secimlerin tarihini ekliyorsun..
ben secimlere yada dış güclere bağlamıyorum yaşadıklarımızı
bir evin gideri 4 bin geliri 6 bin ise o ev ufak tefek sarsılmalardan etkilenmez ama,
gideri 4 bin geliride 3800 ise taşıma su ile degirmeni döndürür, ilk ciddi sarundada olumsuz etkilenir..
aslında ev ekonomisini yönetmek ülke ekonomisini yönetmekten daha zor -:))
Yapay zeka versiyonunuzun yerinize kararlar almasını ister miydiniz?
ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya paylaşımlarını ve etkileşimlerini taklit eden bir yapay zeka versiyonu geliştirildi.
Trump'ın önceki röportajları, siyasi demeçleri ve Twitter paylaşımları kullanılarak onun gibi tweet atan ve yorum yapan bir yapay zeka üretildi.
Sidekik adlı şirket, şimdi de kişiye özel ve günlük hayatta onlar yerine kararlar verebilecek yapay zeka versiyonları üretmeyi vadediyor.
Boston Dynamics, insansı robotu Atlas'
https://twitter.com/bbcturkce/status/1050663942886805504
bu son nokta heralde, adamlar yapmış, benden daha iyi zıplıyor.
@manjimurai
bizde Rahip, Arda, Hilal Çebeci, İnönü, İş bankası ve benzeri suni gündemlerle uğraşıp duralım.
Atı alan üsküdarı geçmemiş Ağrıya varmış.
Bizde videoları izleyip adamlar yapmış diyelim.
Buda geçen seneden bir haber.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42038007#
@smbllr424 @Neutron @manjimurai
buda gelecekteki evdeki kedi köpeğimiz
https://www.youtube.com/watch?v=aFuA50H9uek&feature=youtu.be
@smbllr424 @Neutron @manjimurai
buda gelecekteki evdeki kedi köpeğimiz
https://www.youtube.com/watch?v=aFuA50H9uek&feature=youtu.be
(https://www.gelirkapisi.com/proxy.php?request=http%3A%2F%2Ffs5.directupload.net%2Fimages%2F181012%2Fvnyyx8e5.jpg&hash=f065c8c49417c47522b8e43ec26468d78844722a)
Levent Kırca' nın Ölümünün 3. yılında Rahmetle Anıyoruz.
Çocukluğumuzun komedyeniydi. Tekrarını yapsalar genede 100 kere izlerim.
Belki aramızda tanımayanlar vardır. Googleda bir araştırın biraz gülün videolarını izleyip.
O zamanda yapılan siyasi içerikli hicivli oyunları hala geçerli.
Değişen tek şey hiçbir şeydir. Herşey hala aynı.
AK Parti'den Brunson açıklaması AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi:ben artık yapılan siyaseti ''çark siyaseti'' olarak görüyorum..
Yargısal akış şu aşamada tamamlandı, ABD'den gelen tehditlere prim vermedik,Türkiye dayatmalara teslim olmamıştır.
***Teşekkür ederiz. Çok sağlam durdunuz. Hiç prim vermediniz. Hiç bir dayatma olmadı.***
@manjimurai @smbllr424 @Neutron
Teşekkür bekliyoruz artık +1
ben artık yapılan siyaseti ''çark siyaseti'' olarak görüyorum..
dün söyle bugün inkar et, dün söyle bugün tersini yap..eskiden de kısmen böyleydi ama şimdiki gibi insanın gözüne parmaklarcasına yapılmıyordu..
papazı verdik ülkemize hayırlı olsun, alacagız diyenlerede helal olsun..
şaşırdıgım ikinci bir konu; malum olay! doğru yada yanlış ortada taciz iddası var..burun kırma var (ifadesinde kendide kabul etmiş darp olayını) kamuya ait bir hastaneye silahla giriş var..görüntülerde hal hatır sohbetide olmadıgı belli..silah ruhsatsız! kamuya ait alanda kasıtlı/yada hatalı ateş etme var..bu kişi serbest..
nomal bir vatandaş olsaydı ne olurdu?
@enderege İmzanı ödünç alıyorum Bize bu dünya atalarımızdan miras kalmadı, Çocuklarımızdan ödünç aldık. (Kızılderili Atasözü)
Doğa da bizim keyfimizce katledip yok edebileceğimiz bir şey değildir ve onu iyi bir durumda gelecek nesillere teslim etmek zorundayız. Sadece yaşadığımız hayat süresini düşünerek doğaya istediğimiz gibi zarar veremeyiz. Bizden önce yaşayanlar öyle yapsaydı zaten şu an yaşayacak bir dünyamız muhtemelen olmazdı. (Nejla Nur Guney den alıntıdır)
gördüklerini idrak edip, uygulamaya geçtiği anda (yapay zekada bu çok mümkün)
agız kısmı büyüyor kıskac istedigi gibi açılıyor..muhtemelen ayaklar istedigi açıda döner ters bile hareket edebilir..
hatta koşabilir, o kıskacla bir kolu ayagı tutsa kırana, koparana kadar sıkabilir..
istedikleri kadar arama kurtarma çalışmalarında kullanıcaz desinler, bildigin silah bunlar..
gecendeki robotun baska versiyonunun izledim yere düşürüyorlar..önce dizlerinin üstüne oturup ellerine yere koyup kendini ayağa kaldırıyor..
aynı bizim gibi ve saniyeler içinde yapıyor bu hareketi, koluna silahı monte ettinmi bildigin asker..
bazı konularda keşke yeni doğmuş biri olsaydım diyorum ama bunların aktif kullanıldıgı nesildede olmak istemem..
bedava verseler almam bunu ben
kedi köpek yerine bunları alacan işte kılı tüyü yok hiç olmazsa :gya herşeyi takip edip, ögrenip ben artık reşitim derse yada bir virüs bulaşır sahibinide tehdit görürse
hemde koruma
yemek istemez içmek istemez
belki yağ lazım olur gressyağımı motor yağı mı bilemem :g
https://khosann.com/uzaya-merdiven-dayadik-2035te-dunya-yorungesine-roketle-degil-uzay-asansoru-ile-cikacagiz/
birde buna bak
ya herşeyi takip edip, ögrenip ben artık reşitim derse yada bir virüs bulaşır sahibinide tehdit görürse
veya yetti artık ben egemenliğimi ilan ediyorum evde benim, patronda ben derse :g
digeri daha düşünce aşamasında yahu, hem uzayda yaşam, kaynak, ceşitli cezbedici etkenler bulunmadıkca
uzaya inip cıkmak neye yarar ki..gerci uzun dönem içatı, o zamana kadar bakarsın cok şey bulunur
@kazims İsveç güzel bir örnek Aynı durum güney amerikada brezilya içinde geçerli
https://www.ntv.com.tr/turkiye/isvecin-copu-bitti,iq_62LVaOECOEIF3TvLOug
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/isvec-enerji-icin-cop-ithal-ediyor-29317422
Çinliler, Chengdu şehrini aydınlatmak için yapay bir ayı 2020'de uzaya göndermek üzere hazırlanıyor... Aya göre 8 kat daha fazla ışık verecekmiş; bu sayede de elektrik harcamaları düşecekmiş...sadece çinlilere has bir dünya şart oldu artık,
Adamlar yakında yapay dünya yapıp oraya mı yerleşecek acaba, yapay ay nedir kardeşim.
@smbllr424 @manjimurai @Neutron
Fikir var ancak destek yok diyelim. Mühendislik fakültesinde okurken milli savunma konulu bir fikir ile ilgili 4 kişilik bir grup oluşturmuştuk. Üniversite içinde fikir almak adına hocalarımız ile konuşmuş, geliştirildiği zaman iyi yerlere gelebilecek bir fikir olduğu söylenmişti. Aselsan, Roketsan gibi kişisel başvurular dikkate alınmadı.
Ne mi oldu? Tabi ki hiçbirşey.
Bu tutum üzerine bu 4 kişinin hiçbiri bunun üzerine tek çizik bile atmadı ve bu grup dağıldı. Hepsi ayrı ayrı geçim derdinde özel sektörün elinde şu an. Ülkemizde mühendisler küstürülmüşken yeni fikirlerin gelmesi kabul edilmesi çok ama çok zor :)
https://www.youtube.com/watch?v=CrqalVwcLpw
Antalya’da, vatandaşların evlerinde elektrik üretebileceği bir keşif yapan gencin başına gelmeyen kalmadı. Seri üretim için ürününü inovasyon fuarlarında sergileyen 35 yaşında Serkan Özkan’ın rüzgar tribünleri icadının prototipleri, destek vaadiyle 2 kez üst üste 2 ayrı firma tarafından alındı ancak ne destek geldi, ne de prototipler geri geldi. İcadı için evini ipotek ettirerek 150 bin TL üzerinde 2 kez kredi çeken kaşif, borç ve tehditlerle başa çıkamayınca evinden, arabasından ve ailesinden oldu, icadını geliştirmesin diye iş yeri kurşunlandı. 2013 yılında yaptığı ve gündelik yaşamda vatandaşların evlerinde kullanarak elektrik üretebileceği rüzgar tribünü icat eden 35 yaşındaki işletme mezunu Serkan Özkan’ın bu icadı başına dert oldu. İsrail’de bir teknoloji şirketinde 5 bin dolar maaşlı işini bırakarak, Türkiye’deki vatandaşlar evinde elektrik üretebilsinler diye evini ipotek ettirip 2 kez kredi çeken genç kaşif, yaptığı rüzgar tribünlerinin prototiplerini iddialara göre 2 kez üst üste firmalara kaptırdı. Seri üretime geçmek için farklı zaman dilimlerinde keşfini Türkiye ve uluslararası inovasyon fuarlarında sergileyen Özkan’ın, yine iddiaya göre iki ayrı firma destekleme vaadiyle prototipleri aldı, ancak geriye ne destek geldi ne de prototipler. İcadı yüzünden önce iş yerini kaybeden Özkan, daha sonra evini, arabasını hatta ailesini kaybetti. Atölyesini annesinin evine taşıyan Özkan'ın tek istediği ise icadına kurumlardan destek. İlk darbeyi gezi eyleminden yedi Dubai’de çalışmalarının beğenilmesi üzerine yurt dışına transfer olduğunu, yenilebilir ilgisi sebebiyle de çeşitli AR-GE’ler yaparak kazancının tümünü elektrik, elektronik, 3 boyutlu printer teknolojisi, yazılım ve enerji üzerine harcadığını belirten Serkan Özkan, evini ipotek ettirerek çektiği kredinin ardından başlayan icar serüvenini anlattı. 2013 yılında yaptığı dik eksenli rüzgar tribünü için 150 bin liralık bir kredi çektiğini aktaran Özkan, “kullandığımız kredi gezi eylemlerinden hemen sonra hesabımıza geçtiği için hedeflerimizi küçültmek zorunda kaldık. Uzun yıllardır AR-GE’sini yaptığımız projeyi 10 metre yerine mecburen 2,5 metreye düşürdük. Elimizde bir gelir olmadığı için krediyi krediyle ödedik. Maksadımız zaman kazanarak girişimcilerin, devletin ve kamuoyunun dikkatini çekmekti” dedi. “Prototipleri aldılar, ne destek verdiler ne de prototipleri” 2013 yılında Türk patent enstitüsünün daveti üzerine inovasyon fuarına katıldığını kaydeden Özkan, katıldığı fuarda bir firmanın destek vaadiyle prototiplerini aldığını ancak geri vermediğini iddia ederek, “Bazı girişimci firmalar bizlere yatırım yapma taahhüdüyle zor durumda olduğumuzu istismar ederek elimizdeki prototipleri aldılar. Prototipleri aldıkları gibi iade de yapmadılar, yatırım da yapmadılar. İade taleplerimizi bazı sebeplerle geri çevirdiler. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulundum” diye konuştu.
@nebu hocam mining yapıyor arkadaş
@manjimurai adam olur muyuz biz
Fotografı kırpmışlar. Hanım arkada oklava ile bekliyordu orijinalinde :D Cihazlarla uğraşmaya teşebbüs ettiğim anda kafama kafama vuruyordu :g Öyle öyle sattırdı bana caanım sistemi :D
bir videosuda cep telefonu şarjı yapıyor yaptığı küçük tirbün ( doğrumu yazdım acab türbün değil )
bayağı işe yarayacak icatları var ama malesef bizde değeri bilinmiyor.
Yenilebilir Enerjideki Payımız Ve İlgili Bir Haber ;
https://www.webtekno.com/yenilenebilir-enerji-kullanimi-yildan-yila-buyumeye-devam-ediyor-h57365.html
Ps Storeye Bakanlık Tarafından İnceleme
https://www.webtekno.com/ps-store-turkiye-de-belirledigi-yuksek-fiyatlar-sebebiyle-sony-ye-sorusturma-acildi-h57359.html
Abdli Bim'den İlginç 2 Haber
https://www.webtekno.com/walmart-satislarda-apple-i-geride-birakti-h57352.html
https://www.webtekno.com/abd-nin-bim-i-walmart-1-dolara-cikolatali-bitcoin-satmaya-basladi-h53132.html
valla, payeer de biraz usd biriktirip aralık sonu kampanyalardan yararlanayım da telefonu değiştireyim diyordum, tam benlik bu +1
saat bozuldumu uçtu gitti telefon geri alamazsın havadanbelirli bir mesafesi vardır onun,
artık itfaiye çağırırsın
telefonum havada kaldı dersin :)
https://www.youtube.com/watch?v=0tP911ZeYF0
İlk Drone Cep Telefonu Çıkıyormuş
@manjimurai @Neutron @smbllr424
bitcoinleri hazırlayın :)
https://www.kocaeligazetesi.com.tr/makale/1752861/mustafa-kupcu/yerel-secimler-yapilmayabilir-mi?fbclid=IwAR07-Cmdux44Pm-tUIvDbavc00sPmeBixBgerGpKuQjQuUd_vuZ9N7aiVnYmuhtemelen deli zırvası denilecektir..umarım öylede kalır..inşAllah böyle bişey olmaz..
** makalede bahsedilen heykeltraş facebookta çok daha fazla şeyler yazıyor. Youtube da videoları var. Pek akıllı işi değil dedikleri.
Ama burdeki iddaalar gerçekleşirse Türkiye diye bir ülke kalmayacaktır. İnşallah iddia olarak kalır bunlar.**
@manjimurai @Neutron @smbllr424
yalnız son 1 yılda sosyal paylaşım sitelerinde Atatürk, Laiklik ve Cumhuriyet karşıtı söylemlerde ve paylaşımlarda min. %1000 lik bir artış var ve bunu yapanlar paylaşımlarında sürekl bir imadan bahsediyor..
https://stratejikguvenlik.wordpress.com/2018/12/04/gundem-analizi-gazeteci-vedat-yenererin-yazisi-lutfen-okuyun-ve-okutun/?fbclid=IwAR1KLpJ5r6gROBRW1cVazuzhYwaXh_VJkGT5iMeIARROyt-yA-d6l4lP9JY
https://stratejikguvenlik.wordpress.com/2018/12/04/ege-adalari-sorunu-dosyasi-bakan-ersoyun-sirketi-etsnin-pazarladigi-isgal-altindaki-adalarda-19-otel-var/?fbclid=IwAR37FTO8edYs8F4dh_Nr89Ug0483JxndjiVboCX7xpZS9Reup9dyok3a4jU
***yorumsuz***
@manjimurai @Neutron @smbllr424
Blockchain teknolojili ilk akıllı telefon: Finney
https://webrazzi.com/2017/12/02/blockchain-teknolojili-ilk-akilli-telefon-finney-duyuruldu/
HTC Exodus 1: Akıllı Telefonda Blockchain Teknolojisi
https://coinbalina.com/htc-exodus-1-akilli-telefonda-blockchain-teknolojisi/
Dünyanın İlk Blockchain Tabanlı Akıllı Telefonu: XPhone
http://fintechtime.com/tr/2018/10/dunyanin-ilk-blockchain-tabanli-akilli-telefonu-xphone/?doing_wp_cron=1544006457.4746699333190917968750
@manjimurai @kazims @smbllr424 @nebu @strenergy
California da halk direniş toplantısı yapıldı..devleti yıkıp yeni adil devlet yapmak için..bu halk direnişi gizli gizli taaa bir kaç senedir var..bu halkı ABD ordusundan ya haksizlikla atılan yada mecburen görev yapan ve emekli olan bazı subaylar halkı gizli egitip destek veriyorlar..üstelik kadın erkek yaşlı genç demeden..ve bu toplantılar sık sık oluyor..en son ABD nin her yerinden sakatlar hamileler ve çocuklar haricinde her yerinden geldiler o ormanlarda halk direniş örgütünün büyük toplantısı yapıldı..oraya o kadar güvenlik önlemleri ile gittikleri halde ki gsm ler yoktu yanlarında. ..cia mossad haber aldı..onlar halk içeride yansın diye yangınlar çıkarttılar ama önüne geçilemedi yangın büyüdu..şükür halk kaçtı kurtuldu..ama işte o Mehdi buna çok öfkelendi emir verdi emrinde ki ufolar yangın çıkarttı iyice gok yüzünden atilan ateşlerle..ve yaktiklari evler bu direnişe karşı çıkan devlete ihbarlayan kişilerin evleri arabaları onların çoğu öldü. Orman yangınını çıkaranlar ormanda kacamadi öldü..veee o Mehdi komutanı Kahtani..ve o bir kadın..Kahtani fakirlikten gelen demek..o orada değil ABD ye gelmedi gelecek demek..evet o lazerli uçaklar o ülkeye ait ama onlarin işi değil şimdilik..ve sana tavsiyem ıslami astroliji öğren. Ciddi astrologlar ABD nin resmen bolunecegini söylüyorlar..evet Trump i öldürecekler..ve California a yi Çin devleti alacak 2023 ce doğru Çin savaş ucaklari Washington nu bombalayarak yok edecek..ABD isteyerek Müslüman olacak..Beyazsaray yok olacak..dolar kalkacak o Ripple nin üzerinde ki işaret cadilarin hipnoz yapmak için kullandıkları işaret onu çevirerek bir kaç saniye dönerken bakarsanız hipnoz olur sunuz..ABD de çok iç isyanlar savaşlar olacak..bunlar daha hiç bir şey..deccal her zaman vardı ama pasif olduğu zamanlar oldu..bu halk ABD de 2 sene önce ahid sandığı sayesinde güçleniyor mehdi onu oraya götürdü..ve diğer peygamberler deccal eline geçmemesi için o sandiktan en az 7 sahte kopya yaptırdı..gerçeğini gerçek ehli beyt haricinde kimse açamaz
Spoiler İçeriğini GösterÜzgünüz, mesajın bu kısmını görme yetkiniz yok. Lütfen giriş yapın veya üye olun.
Sen Şu Akbankın Aktiflestirdiği Ripple Teknolojisini Denedinmi ? :D Onun İçin Ne Düşünüyorsun Sen Onu Di
Spoiler İçeriğini GösterÜzgünüz, mesajın bu kısmını görme yetkiniz yok. Lütfen giriş yapın veya üye olun.
@manjimurai @Neutron @smbllr424 @Mucahid @strenergy
yakalarsa fena -:)) :DD
scam da diyemeyiz, adamlar direkt zaten belli etmiş hislerini :g
Spoiler İçeriğini GösterÜzgünüz, mesajın bu kısmını görme yetkiniz yok. Lütfen giriş yapın veya üye olun.
@manjimurai @Neutron @smbllr424 @Mucahid @strenergy
yakalarsa fena -:)) :DD
scam da diyemeyiz, adamlar direkt zaten belli etmiş hislerini :g
https://www.nationaldebtclocks.org/debtclock/turkeymerkez bankası rezervi düşüldükten sonraki dış borcumuz ve o borcun faiz göstergesi sanırım..
@manjimurai @smbllr424
bu nedir ?
merkez bankası rezervi düşüldükten sonraki dış borcumuz ve o borcun faiz göstergesi sanırım..
normalde 452 milyar dolardı sanırım rezerv düşülünce o rakam cıkıyor ortaya
hesap işlerini cok bilmem ama oradaki saniyelik faiz oranları dogruysa doyasıya bir nefes alıp verene kadar,
yılda kazandıgımdan fazlası gidiyor, 2019 cok cok zor gececek anlaşılan
baya moral bozucu bir tablo
https://www.nationaldebtclocks.org/debtclock/turkey
@manjimurai @smbllr424
bu nedir ?
Canan hoca kolesterol iyidir falan dedi, biz de inandık. Beyin tomografim çekildikten sonra kolesterolün beynimde yaptığı izi gösteren beyin cerrahı, Canan hocaya selamımı söyle dedi :g İlk kez kolesterolün verdiği hasarı gözlerimle görmek pek hoş duygular yaşatmadı maalesef ;)
geçmiş olsun kardeşimbiraz batıl gelebilir ama,
benimde LDL yüksek
iyisi düşük çıkıyor
bir türlü düzeltemedik
Spor tek çaresi
bizde de onu yapacak (eht) yok.
spor aletleri evde yaıyor. Enson uzay yürüyüşü aldık ( bana değil ama )
bir kere bindim 15 dakika
hergün yapsak sağlık kazanacağız.
Sanada tavsiyem spor en başı
bende şeker adayı olduğum için kolestrol ilacıda vermiyorlar. Şekeri çıkarırmış.
Bir mezar bulup girme vakti yaklaşıyor @nebu -:)) :DD
Bizim firmaninda isbirligi yaptigi kurumun raporunu nasil buldun :))@manjimurai bnm o sitedeki verilerde merak ettiğim bişey var, bilgisi sende vardır öyleyse..
@kazims @smbllr424 konu hakkinda uzun ve anlatici bi yorum yapacagim . Bizim sirketin turkiye hakkindaki yorumuyla beraber. Suan benim oyunla ugradiorum . Yine super bi etkinlik var . 2 gundur olmamamdan anlasilmistir ztn :) yorumu detaylayinca etiketlerim herkezi kolay glsin
https://www.nationaldebtclocks.org/debtclock/turkey
@manjimurai @smbllr424
bu nedir ?
@manjimurai bnm o sitedeki verilerde merak ettiğim bişey var, bilgisi sende vardır öyleyse..
orda diyorki merkez bankası rezervi düşüldükten sonra, sonucta henüz ödenmemiş borc borctur..
yıllık faizi hatta saniyeliği varana kadar vermiş, o faiz rakamı tam borc üzerindenmi yoksa merkez bankası rezervi düşüldükten sonra mı?
düşerek hesaplanmışsa yalnış degilmi soncta anaborc 458 milyar dolar civarı, merkez bankası rezervi faizin işlememesine engel degilki :D
25 Aralık, 16:56
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 76 yıllık tarihinde Rütbe Devir-Teslim Törenleri Uluslar arası olmamasına rağmen İsrail’li Subaylar neden geldi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 76 yıllık tarihinde, İsrail’li Subayların TSK devir teslim törenlerinin hiç birine katılmamışlar iken, neden 17 Ağustos 1999 tarihindeki Donanma Komutanlığı’nın devir teslim törenine katıldılar.
· Ruslar’ın yardım için gelen gemisi neden boğazlardan içeri alınmadı. (Çünkü Ruslar ABD ve İsrail’in TESLA Deprem Makinesini denediğini anlamıştı ve kanıtlar olabileceği düşüncesi ile Gölcük’e acilen bir gemi göndermişlerdi fakat patlama sonucunda cesetler ve makine parçalarının açığa çıkması sebebi ile bunları birilerinin görmesini istemiyorlardı.)
· Gölcük’ten İstanbul Avcılar’a kadar geniş bir alanda insanlarımız tarafından görülen “Ateş Topu”nun ne olduğunun hala açıklanamaması. (HAARP-TESLA Makinesi sayesinde iyonosfer tabakasından yeryüzüne yansıtılan ışık) Depremde görülen bu “Ateş Topu”nun, bilim adamlarının “Deprem Işıması” olduğunu söylemelerine rağmen, neden diğer depremlerde benzeri bir ışıma yaşanmamıştır.
Depremin orada olduğu sırada bazı Türk subaylarının verdiği ifade aynen şöyledir :
“Mesela basına verilmeyen, ancak istihbarat kapsamında edindiğimiz bilgilere göre, Gölcük askeri tesislerinde oldukça garip olaylar meydana gelmektedir. Kapılar kendi kendine açılmakta, mühimmat depoları içinde, siyahi ziyaretçiler görülmekte, arabalar durduk yerde çalışmakta..”
Depremden sonra bir çok teoriler ortaya atılmıştı fakat içlerinde en ilginç olanı Future Times’da yayınlanan araştırma dizisinde yer alan hikaye şöyleydi : Kaliforniya San Andreas fay hattında meydana gelebilecek büyük bir depremin Amerikan ekonomisine çok büyük zarar vereceğini bilen ABD, yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler halinde dönüştürmenin yolunu bulmuştu. Yıllar önce Sırp asıllı Amerikalı bilimadamı mucit Nicola TESLA tarafından geliştirilen bu “düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli” tekniğini, hem Ruslar hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. Bu yöntemle çok uzaktan, hatta uzaydan geniş alanlarda tahribat yapabileceklerdi.
ARAŞTIRMA : (ABD'nin üçüncü uzay teleskobu Chandra'yı yörüngeye taşıyan Columbia uzay mekiği 23 Temmuz 1999 tarihinde Kennedy üssünden Türkiye saatiyle 07:31’de fırlatıldı.NASA tarihinde ilk kez kadın pilot Eileen Collins'in komutasında uzay görevine başlayan Columbia fırlatıldıktan birkaç saat sonra Chandra X-ray teleskobunu yörüngeye bıraktı. Bu teleskop kara delikleri, çarpışan galaksileri ve supernovaların kalıntılarını incelemek için kullanılacak. Kasım 1998'den beri ertelenen görev, sadece bu hafta iki kere ertelenmişti).
ABD dünyanın ve kendi insanlarının tepkisini almamak için bu projeyi barışçı “deprem indirgeme” sistemi diyerek, bir yandan tepkileri azaltıp diğer yandan fonlama devamlılığını sağlamayı amaçlıyordu. Bu nedenlerle proje önce Avustralya’nın çıplak ve seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde denendi ve geliştirildi. Daha sonra değişik zamanlarda Kafkaslar’da, Okyanus tabanında ve Güney Amerika’daki Ant dağlarında denendi ve büyük aşama kaydetti.
Bu arada Türkiye, Japonya ve benzeri deprem kuşağındaki ülkelere sismik ağ şebekeleri kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gönderilmeye başlandı. Üniversitelerle ortak projeler geliştirildi, yüzlerce bilimadamına Amerika’da deprem konusunda araştırma yapma bursu verildi. Ancak projenin gizliliği esastı. Bu nedenle tüm ilişkiler paravan araştırma kurumlarında yürütülüyordu. Ancak zaman zaman bilgi sızıntısına olanak verilerek halkın bu konu hakkında bilgi sahibi olması istendi. Kobe’de ve başka yerlerde meydana gelen depremlerin arkasındaki gariplikler çıkar gruplarınca terör ve mafya örgütlerinin işi gibi gösterilmek istendi ve bunda da başarılı olundu.
Ve gün geldi bu sistem Türkiye’de denenmek istendi. Zaten bölge bu amaçla yıllardır sismik espiyonaj altındaydı. Nitekim gelişmeleri takip edenler, depremden hemen sonra, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın girişimleriyle Türk Telekom’un Türkiye’nin sismik bilgilerini Pentagon’a ileten NATO Üssü’nün iletişimini nasıl kestiğini hatırlayacaklardır.
ABD’nin asıl hedefi, Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları,Kaliforniya San Andreas fay hattına uygulamaktı. Bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi İsrail’li uzmanlara verilmişti. Gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla Gölcük Üssüne getirilerek oradaki, yeraltı-denizaltı korunaklarına kuruldu. Türk makamları durumdan detay bazda haberdar değillerdi. Bunu İsraillilerle yürütülen askeri tatbikatın bir parçası olarak düşünüyorlardı. (Zaten İsraillilerle yapılan askeri tatbikat bu operasyon doğrultusunda önceden planlanmıştır.
Çünkü dünyanın ve Türk Milletinin dikkatlerini çekmemek için tatbikat adı altında HAARP-TESLA Deprem Makinesini getirip rahatça kurdular.) Böyle bir makinenin deneneceğini zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genel Kurmay Başkanı biliyordu, fakat ABD (Siyonistler tarafından yönetiliyor) ve İsrail’liler (Siyonistler) bizimkileri makinenin denenmesi için şu şekilde ikna ettiler : olası İstanbul merkezli bir depremde 100.000 kişinin ölümü, yüz milyar doları aşan maddi kayıp ve Türkiye’nin en az 25-30 yıl geri gitmesi demektir, diyerek bizimkileri ikna ediyorlar.
İsrailliler Amerikalı’larla gece şartlarında elektro-sismik haberleşme tatbikatı yapacaklardı. Deney başarılı olacağından sonunda kimse normal dışı bir şeyin olduğunu farketmeyecekti. Bu amaçla Gece Şahini Tatbikatı’nın (Operation Night Hawk) saat 03:00’te başlaması planlandı. Gece saat tam 03:00’te düğmeye basılacak ve Gece Şahini devreye girecekti. O an uzay filmini andırır devasa cihazlar çalışmaya başlayacak ve 1-2 dakika içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle Marmara’nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı.
Böylece büyük bir deprem önlenmiş olacaktı. Ama o gece sabaha karşı birşeyler yanlış gitti. Ve beklenen gerçekleşmedi. Herşey bir anda olup bitmişti. Cenab-ı Hakk’ın Doğası kendini yönetmeye kalkanlardan bir kez daha intikam almıştı. 45 saniye süren deprem, beklenenin 10,000 kat üstünde bir güçle gelmişti. Her yeri bir anda yerle bir etmişti. Zayıflayan ve titreyen elektrikler az sonra geri geldiğinde, gece saat 03:05’i gösteriyordu. Daha birkaç dakika öncesine kadar korunağın içinde ŞAMPANYA patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. On binlerce insan, çoluk çocuk, o an enkaz altında can çekişiyor veya cansız yatıyordu. Bu düşünce ile hepsi ürperdi. Bu asrın en büyük felaketiydi; hem de insan eliyle yapılan bir felaket...
Sessizliği İsrailli komutanın buz gibi emri bozdu: “Lets pack! We’re moving out! Call operation-Q! Right now! Immediately! Stop whinning! Move, move, move!” (Toplanın! Kaçıyoruz! Q planına geçiyoruz. Şimdi..Hemen! Hadi, hadi!!!)
İşte o andan sonra çantalardan çıkan “Q planı” çalışmaya başladı. İlk önce bölgedeki tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi. 4 dakika içinde İsrail Başkanı Barak ve ABD Başkanı Clinton ile irtibat kuruldu. O anda İsrail’de Ben Gurion’un Lod askeri havaalanından 4 adet savaş uçağı eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da İsrail Deniz Kuvvetleri ve NATO Güney Deniz Saha Komutanlığı’na bağlı tüm birlikler DEFCON-4 acil durumuna geçirildi. Amerikan 6’ncı filosuna bağlı gemiler de rotalarını İstanbul’a çevirmek için Pentagon’dan emir aldılar.
Bu arada ilginç bir şey daha olmuştu. Depremle ilgili haberler birbiri ardına gelirken, bir haber önce görünüp sonra kayboldu. 20 Ağustos Cuma akşamı televizyonlar bir İsrail uçağının Ataköy açıklarında denize düştüğünü duyurdu. Ancak bir süre sonra haber kesildi ve uçağın akıbeti ile ilgili bir daha haber alınamadı.
Olaydan bir gün sonra Deniz Kuvvetleri’nden bir dost ÖZEL BÜRO’yu aradı ve bu olayda birtakım soru işaretleri bulunduğunu, bu konunun perde arkasını araştırmamızı rica etti. Kısa sonra ulaştığımız bilgiler gerçekten ilginçti. Uçak, düştükten kısa süre sonra teknesiyle o sırada Ataköy açıklarında olan balıkçı Abdullah KAPLAN tarafından kurtarılmıştı. Abdullah Kaplan olayı şu şekilde anlatmıştı : “Uçağın düştüğünü görünce derhal yardıma gittik. Uçağın kanatları yara almıştı. Hemen uçağı bağladık ve Zeytinburnu limanına çektik. Teşekkür beklerken küfür yedik. Ne olduğunu bile anlamadık.”
Bu konu o gece o bölgede görev yapan Sahil Güvenlik 4. Botunun sorumluluk alanındaydı. Araştırmalar Sahil Güvenlik’in bu konuyla ilgilenmediğini ortaya çıkardı. Olay yerine gelen televizyon ekipleri ise şaşırtıcı bir şekilde çekim yapmaktan vazgeçmişlerdi.
[Patronlarından (İsrail) aldığı emir gereği] Daha sonra uçağı Zeytinburnu’na yanaştıran balıkçı Abdullah Kaplan, olayı Kumkapı’daki Gümrük Muhafaza’ya iletti.
Kısa süre sonra tutanak tutuldu. Ancak Gümrük Muhafaza da tutanak tuttuğuna pişman oldu.Uçağın sahibi İsrail asıllı biriydi. O gece ne olduğu ise bir türlü anlaşılamadı.
Deprem için 1900’lerin başından beri Nicola TESLA adındaki Sırp asıllı bir bilimadamının buluşu olan “elektromanyetik endüksiyon tekniği” (TESLA Makinesi) kullanıldı.
Makinenin ABD Kaliforniya San Andreas fay hattında olacak muhtemel bir deprem öncesi kullanılması düşünüldü. (ABD’lilerin asgari zarar ve ölümlerinin azaltılması için bazı denekler gerekiyordu, onların gözünde bir hayvandan bile daha değersiz olan bizim gibi insanlar üzerinde denenmesi normaldi.)
Neden Türkiye diye soracak olanlar için ise; - Türkiye de ne yaparsan yap kimsenin umurunda olmaz, birkaç tane yetkiliyi ikna ettikten sonra her türlü deneyi yapabilirsiniz, bilinçli insan sayısı azdır, genelde okumamış cahildir, araştırmazlar kadercidirler, Kaliforniya San Andreas fay hattının dünyada tek eşi benzeri özelliklere sahip olan ikiz kardeşi Kuzey Anadolu fay hattıdır, karakterleri aynıdır.
Ancak, ÖZEL BÜRO elemanları bu bulguları depremden hemen sonra kısa bir süre sonra elde ettiler ancak devletin üst kademeleri bu bilgilerin yayınlanmamsı için baskı kurmayı denediler ve başarılı oldular.
Depremden hemen önce Kanadalı bir bilimadamı her nasılsa bu gizli verilere ulaşarak, bölgede bir deprem olacağını ve bunun için bölgenin takip altına alındığını anladı. Ve bunu kendi amaçları doğrultusunda yaklaşık 48 gün ve 240 km hata ile yayınladı. Bu bilgiler de ÖZEL BÜRO’nun haber network’üne tesadüfen girdi. Ancak, ÖZEL BÜRO elemanları bu bilgilerin böyle bir şey olması için anlamsız olacağı kanaatine vararak önceleri KOMPLO TEOREMİ olarak baktılar ve bilgiler arşivlendi ve istihbari olarak kıymetlenmedi. Fakat ne bu bilimadamına, ne de yayınına daha sonra nedense kimse dikkat etmedi.
Gölcük Donanma Komutanlığı’nda görevli asker, astsubay ve subaylar, Donanma karargahında garip birşeyler olduğunu farketmişlerdi. Peki İsrail askerlerinin bu projedeki yeri neydi? İsrailli askerler ve üst düzey subaylar o gece Gölcük’te ne arıyorlardı? Bu devir teslim töreni her yıl yapılan rutin bir ulusal törendi. Uluslar arası bir kimliği yoktu. Ama İsrailli subaylar ve üst düzey yetkilileri oradaydı! Peki ne arıyorlardı Gölcük’te?
Bunun nedenini depremden sonra ÖZEL BÜRO elemanları giderek artan bulgular ve delillerden anlamaya başlamışlardı.
Çünkü bu proje İsraile ihale edilmişti. Bizimkilerin ise bir şeyden haberi yoktu (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı hariç). Bize güvenen de yoktu zaten. Ancak o gece nedense hiç kimse İsraillilere, bugüne kadar hiç katılmadıkları bu devir teslim törenine neden katıldıklarını sormadı. Ya şaşkınlıktan ya da telaştan, enkaz altında kaç İsrail askerinin öldüğü, kaçının yaralandığını da soran olmadı. O felakette kaç İsrail askerinin öldüğünü ne Genelkurmay yayınladı ne de İsrail böyle bir bilgiyi açıklamak nezaketinde bulundu. Herkese verdikleri imaj ise oraya bize yardım için geldikleri şeklindeydi. Hemen bir hastane kurdular. Yaralarımızı sarmaya yardımcı olmak için daha sonra o bölgede bir yerleşim merkezi kuracaklarını açıkladılar. (İsrailliler bizim kara kaşımıza kara gözümüze mi hayranlar, bizi çok mu seviyorlar, bizi çok sevdikleri için mi Türkiye’nin doğusunu kendi toprakları olarak gösteriyorlar. Arz-ı Mev-ud, Vaad edilmiş topraklar Büyük İsrail Devleti). Esas amaçları enkaz altındaki askerlerini ve önemli askeri malzemeleri çıkararak götürmekti. Gerisi paravan operasyondu. Bizde “Bak şu İsrail’e, helal olsun, hemen yardımımıza koştu” diyerek sevindik.
Bu operasyon neden gündüz değil de gece olmuştu? Çünkü olacakları kimsenin görmemesi ve gözlemci riski ise en az düzeyde olduğu için gece oldu. Gece saat 03:00’te operasyonun başlaması için yeşil ışık yakıldı. TESLA Cehennem makinesi yer altındaki sığınakta ve deniz altında çalışmaya başlamıştı. En geç 1-2 dakika içerisinde gücü en üst düzeye ulaşmış olacaktı. Aynen de öyle oldu. Makine gürültüyle enerji toplamaya başlamıştı. Bu sırada, Avustralya’da ve Okyanusta bu tür suni depremler öncesinde görülen elektrik boşalması, hava yarılmasından oluşan ışıklar ve patlamalar oluştu atmosferde. Ve arkasından da makinenin boşalması ile birlikte yer yarıldı ve oluşturulan enerji doğaya aktarıldı.
Ancak hesapta doğanın oyunu yoktu. Oluşan deprem hem beklenenden çok uzun süreli, hem de çok daha güçlü çıktı. Şiddeti 7.4’e ulaştığında Amerika’da aletler 7.8’i gösteriyordu. Ve büyük bir patlamayla her şey kontrolden çıktı. TESLA deprem makinesi, depremin enerji gerilimine dayanamayıp parçalandı ve ortaya çıkan güç yeraltında muazzam bir patlamaya neden oldu. Ve bu yer altı labaratuvarının tam üstündeki, herşeyden habersiz uyuyan yüzlerce askeri barındıran ve 8 şiddetindeki depreme dahi dayanıklı olması gereken askeri tesisler un-ufak olarak dağıldı. (demek ki deprem 8’den daha şiddetli oldu).
Bir önlem olarak tüm bölge ve hatta bütün İstanbul 4 saat süreyle bir haberleşme ablukası altına alındı. Elektrikler kesildi ve telefonlar iptal edildi. Kimsenin birbiri ile haberleşmesi istenmiyordu. Cumhurbaşkanı dahi sabahleyin “benim de telefonlarım kesikti” (Türkiye’de bütün her yerin telefonları dahi kesilse önemli kurumların kesilmez çünkü uydu telefonları vardır. Ama uydu iletişimini dahi kestiler) şeklinde garip bir açıklama yapacak ve biz de buna bir anlam veremeyecektik. Demirel tam bir şaşkınlık içindeydi. (Cumhurbaşkanı’nın şaşkınlığı normaldir çünkü o na böyle bir şeyin olacağı ihtimali söylenmemişti. Bu olay duyulur ise Türk halkına nasıl izah edeceğini bilmediği için şaşkınlık içinde idi.) (Hoş bu olay ortaya çıksa bile bu olayı terör örgütü veya mafyanın yaptığı açıklaması yapılacaktı.)
Ne yapacaklarını bilmedikleri için ne Cumhurbaşkanı, ne de Başbakan saatlerce bir şey diyemedi, demeç veremediler. “Üzgünüz” dahi diyemediler. Ancak sabah saat 09:00 sularında televizyon ekranlarının karşısına geçip halka üstün körü bir açıklama yapabildiler. Durum vahimdi. Hatta belki de Clinton dahi o anda konuya ilk kez vakıf olan yardımcılarından ve olağanüstü Milli Güvenlik konseyinden görüş alıyor ve Türkiye’ye nasıl yardım edileceğini hesaplıyordu. Hemen gerekli sıhhi yardım ekipleri organize ediliyor ve bölgedeki tüm Amerikan askeri birlik ve filolarına Türkiye’ye doğru hareket emri veriliyordu. Amerika diyetini Türkiye’ye tam destek vererek ödemeye çalışıyordu adeta.
Bu arada devreye Avrupa ülkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da Türkiye için sözler alınıyordu. Yunanistan bile harekete geçirilerek Türkiye’ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi sağlanıyordu. Tüm Batı başkentleri hareket halindeydi, panik yoktu. Herşey kontrol ve koordinasyon altındaydı; bir tek Türkiye dışında. Bizde ise sanki bu emrivaki felakete karşı nasıl tavır almaları gerektiğine bir türlü karar verilemiyor; kararsızlık içinde bocalayarak büyük bir gizlilik içerisinde ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.**Bir Yorum ve resimler**
ÖZEL BÜRO elemanları ise büyük bir şaşkınlık içerisindeydi. Gelen deliller ve alınan bulgular İNANILMASI ÇOK GÜÇ BİR OPERASYONU işaret ediyordu. Tam anlamı ile bir şaşkınlık yaşanıyordu.
Sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında Batı’da bu hareketlilik yaşanırken bölgede de çok hızlı ve çok gizli bir askeri hareketlilik hakimdi. Ancak herkes kendi derdine düşmüş olduğundan bu olağanüstü gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. Böylece bu işi planlayanlar, gecenin karanlığından da yararlanıp denizaltından parçaları yüzeye vuran TESLA makinesinin kalıntılarını toplayıp, yer altı ve yerüstündeki tüm delilleri de yok ediyorlar ve hatta belki de insanları canlı canlı gömerek tüm izleri yok etmeye çalışıyorlardı. Ve bölgeye son hızla Rus araştırma gemisi dahi sabah saat 06:30’da bölgeye vardığında, havanın aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. Deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve çukur ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bölge ilan ediliyordu.
Ancak bütün bu temizlikler yapıldıktan sonra Ecevit ve daha sonra da Demirel’in bölgeye gitmelerine izin veriliyordu. Onların dahi ne bölgeye uçuşlarına, ne de telefon irtibatı kurmalarına izin vardı. Sanki koskoca İstanbul ve Kocaeli bölgesi uzaydan gelen yaratıklar tarafından abluka altına alınmışçasına tam bir haberleşme karanlığına sokulmuştu. Tek bir telefon dahi çalışmıyor, elektrikler verilmiyordu.
Ancak Ecevit ve Demirel, belki de olan biteni içlerine sindiremediklerinden olsa gerek, evleri kendilerine mezar olan binlerce insanımızın da acısıyla bir türlü rahat hareket edip halkla bütünleşemiyorlardı.
(Eğer olay ortaya çıkmış olsa idi bu olay PKK terör örgütünün üzerine atılmak sureti ile geçiştirilecekti. Bu doğrultuda CNN haber spikeri Patronları olan ABD-İsrailli Siyonistlerden aldığı emir doğrultusunda Ecevit’e şu soruyu yöneltiyordu.) CNN haber spikerinin “depremin ardında PKK mı var?” sorusuna, Ecevit ona “siz ne saçmalıyorsunuz, deprem ile PKK’nın ne alakası var? Bu deprem Cenab-ı Allah tarafından gönderilen bir doğa olayıdır!!” demesi gerekir iken, diyemiyordu. Sadece spikerle göz göze gelmemeye dikkat ederek “sanmıyorum” gibi o günlerde bizi epeyce şaşırtan bir ifade kullanıyordu.
Peki, Amerika ne yaptı sonra? Hemen tüm imkanlarını Türkiye için seferber etmedi mi? Clinton Amerikan halkından Türkiye’ye yardım etmelerini istemedi mi? Kasım’da Türkiye’ye geleceğini ilan edip, Ecevit’in de bu arada Amerika’ya kendini ziyarete geleceğini haber vermedi mi? Ecevit belki de Amerika’ya bu felaketin ve binlerce şehidin diyetini konuşmaya gidecekti. Nitekim gitti de. Ardından Clinton Türkiye’ye gelerek deprem bölgesini ziyaret etti, insanlarla konuştu, bizleri çok sevdiği imajı verdi, bebekleri kucağına alıp sevdi, onlara hediyeler ve yardımlar verdirdi.
ABD’nin bu aşırı ilgisi sadece bir müttefik olmasıyla açıklanamazdı.
Bu arada, acaba hükümet içinden sızan bilgiler, bazı bakanların özellikle MHP kanadının yabancılara karşı saldırgan tavır takınmalarına neden olmuş olamaz mı? İlk anda çok yadırgadığımız Sağlık Bakanı Osman DURMUŞ’un “yabancılara tek hasta bile vermem ve onlardan kan da almam” demesini şimdi yadırgayabiliyor musunuz? ABD’nin saygın gazetelerinden New York Post’un haberine bir de bu gözle bakın:
“Türk hükümeti, ABD’nin Deniz Hastanelerini kullanmıyor...
Türkiye’deki şiddetli depremde 27.200’den fazla kişi yaralandı. Ancak yetkililer tarafından dün yapılan açıklamada, depremin meydana geldiği tarihten itibaren geçen iki haftalık süre içinde ABD tarafından gönderilen Deniz Kuvvetleri’ne ait üç adet yüzer hastanede henüz tek bir hastanın bile tedavi edilmediği bildirildi.
Türkiye’ye gönderilmiş olan uluslar arası yardımın çoğunun kullanılmaması Ankara’daki hükümetin eleştirilmesine neden oldu.
Türkiye’de yayınlanan Radikal gazetesi önceki bir sayısında, 750 ton yardım malzemesiyle yüklü bir İsrail gemisinin üç gün süreyle gümrükte tutulduğunu yazdı.
ABD gemilerinin İzmit’e varışından önce Türkiye Sağlık Bakanı Osman DURMUŞ’un, bu gemilere ihtiyaç olmadığına ilişkin sözlerine geniş bir şekilde yer verildi.
Ancak ABD Büyükelçiliği, aralarında 600’den fazla yatak taşıyan Kearsarge adlı geminin de bulunduğu üç adet yüzer hastaneyle ilgili olarak bir uyuşmazlık yaşanmadığını bildirdi.”
Ne ölenler geri gelir, ne de anılarımız.
Ancak İzmit’te, Gölcük’te Yalova’da Halıdere’de Avcılar’da, Bolu’da Düzce’de ve daha nice yerleşim merkezinde enkaz altında yaşamlarını yitiren binlerce Mehmet, Hatice, Ayşe ve Ali’ye karşı bir vicdan borcumuzda mı olmayacak? Onlar geride gözleri yaşlı onbinlerce sevenlerini, sıcaklıklarından mahrum bırakırken, sırf Kaliforniya’da Jony’ler, Susan’lar ve Alice’ler yaşasın diye yaşamdan çalındıklarını dünya bilmesin mi ?
17 Ağustos depremi kuşkusuz hepimizi derinden sarstı. Deprem bütün ülke halkını derinden üzerken, depremin açtığı yaralar hâlâ tam haliyle sarılabilmiş değ
Denizlerde Araştırma Faaliyetlerinde Bulunan Bazı Gemilerin Bulunduğu Bölgede Sismik Hareketlenmeler Yarattığı Hakkında Bende Bi Haber Dinlemiştim . Ama Çok Çok Uzun Zaman Oluyor. İçeriği Ne Yazıkkı Hatırlamıyorum . Ama Gündeme Gelmişti Snırsam . Pek İlgi Ve Araştırma Alanımda Olmadığı İçin Yorum Yapmam İnan Zor .
ali erhan
ali erhan
2 gün önce (düzenlendi)
Huawei'in telekomünikasyon alt yapısını ele geçirdiği doğru. 3 yıl Huawei'in Türkiye ofisi için çalıştım. Halen de telekomünikasyon işindeyim. İşin içinde olan biri olarak söylüyorum; Ericsson'un 2 milyon dolar istediği santrali bu adamlar bedavaya kurdular. Ülkemizde 2G ve 3G baz istasyonu alt yapısını Ericsson ve Nokia markaları oluşturuyor ancak 4G alt yapısı tüm operatörlerde tamamen Huawei'e ait. Diğer avrupalı firmaların milyonlarca dolar istediği cihazları adamlar sudan ucuza veriyor kardeşim. Rekabet edilmesi imkansız durumdalar resmen. Gerek Türk telekom olsun gerek Turkcell Superonline olsun, Evlere ve sokaklara kurulan PSTN, VDSL, GPON gibi ses ve internet cihazlarında da Huawei'in üstünlüğü var. Ancak olaya sadece Huawei olarak bakmayın. Çünkü Telekomünikasyon şirketlerimiz çeşitlilik olması için Huawei ile beraber ZTE'den de aynı miktarda teknoloji ürünleri satın alıyor ki bu firmada Çinli ve Çin Hükümeti de hissedarı. Aselsan'ın Ulak projesi doğru ancak şirketlerimizin bu sisteme geçiş yaptığı doğru değil. Şuan tüm firmalar 4G ağını Huawei ile genişletiyor. Bu sahaların Ulak istasyonları ile swap edildiğini görmedim de duymadım da. Bu adamlar Alcatel'i batıran adamlar (Alcatel batınca, Nokia satın aldı). Girdikleri her ülkede Ericcson, Nokia, Cisco gibi markaları birer birer siliyorlar. Örneğin Türk Telekom'da yeni nesil sabit santraller kuruldu. bunlar NGN projesi olarak geçer. tüm Türkiye'ye sadece Huawei ve ZTE'nin geliştirdiği NGN santraller kuruldu. Evine kadar fiber altyapı gidenleriniz vardır. Bunların da tüm uç santral cihazları yine ZTE'nin geliştirdiği IMS santraller. Peki bu adamlar tehlikeli mi? bunlardan cihaz almamak mı lazım? diye sorarsanız, benim cevabım "AYNI BOKUN LACİVERTİ" olur. Bunlardan almasan Amerikalılardan ya da Avrupalılardan almak zorundasın :))... Üstüne de milyonlarca dolar adamlara para vermek zorundasın. Olay sadece satın almak ile de bitmiyor. Bir de bu aldığın cihazların eğitim, teknik yardım ve bakım sözleşmeleri var. Avrupa ve Amerikan şirketleri bu işlemler içinde uzun vadede milyonlar isterken bu adamlar bu işi de çok ucuza yapıyorlar. Kimse şimdi çıkıpta bana "Adamlar para ister tabi, sistemleri kaliteli. Bunlar gibi Çin hurdası değil" gibi cahilce konuşmasın. Tam tersine Huawei'in sistemleri daha kaliteli. Cihazlar çatır çatır çalışıyor ve arıza vermiyor. Üstelik yönetim arayüzleri de harika. Adamlardan ne geliştirme istesek hemen yapıyorlar, olmaz diye birşey yok. Aynısını diğer firmalardan iste hemen yeni lisans satmamız lazım. İşte 1 milyon dolara bu lisansı satarız vs vs. direk düdükleme peşindeler. Yakın gelecekte 5G teknolojisi başlayacak. Ülkemizde yine Huawei istasyonları kurulacaktır. Çünkü adamlar 5G'de rakiplerine kıyasla hem çok ucuz hem de daha üstün teknoloji üretiyorlar. Ericsson'un geliştirdiği 5G teknoloji, Huawei'in yanında tırt kalıyor. Adamların cep telefonu (Mate 20 Pro) 2018'in en iyi telefonu seçildi. Ha işletim sistemi (Android) yine Amerikan orası ayrı konu.. Yakında Apple'ı da geçecekler, göreceksiniz. Olay sadece santral ve baz istasyonu ile bitmiyor. Birde bu işin tüm ülkeyi saran taşıyıcı omurgası var. Bu omurgaya Transmisyon ya da MPLS denir. Sen Ulak istasyon kuruyorum dersin ama onu bağlayacağın tüm taşıyıcı omurga da, yöneten santraller de Huawei'e ait :)) Amerika, Huawei ve ZTE'nin Amerikan şirketlerini batıracağının farkında. O nedenle yok İran ambargosunu deldin. Yok efendim sen Çin casusu firmasın diye adamlara saldırıyor ve ciddi cezalar kesiyor. Sanki bu yavşaklar google, facebook, Apple ve Twitter üzerinden tüm dünyanın bilgilerini toplamıyorlar :) Apple dediğimiz şirket alayımızın parmak izini topladı, şimdi de yüz taramalarımızı topluyor, yalan mı? :)) Google, 7/24 neredeyiz, ne halt ediyoruz bilmiyor mu yani? Tamam hadi çinlilere güvenmeyelim, çinli şirketleri ülke olarak yasaklayalım. Peki sonra?? Gidip yine bu Amerikan, Avrupa firmalarının kucağına oturmak zorundasın. Yurtdışına uçup giden milyonlarca dolarda cabası :) En uç cihazdan en tepedeki cihaza kadar yerli olmadığın sürece boş kardeşim.
https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2018/11/17/uzay-savasi
Uzay savaşı
GALİBA MEDYA Erol Simavi'nin de dediği BİRİNCİ GÜÇ! İnsanların nasıl düşünmesi gerektiğine de ne kadar düşünmesi gerektiğine de karar veriyor gibi.
Ulaştırılan haberlerin, yazıların, fotoğrafların GERÇEKTE OLUP BİTENLE ilgisi yok duygusu bende var.
Uzun zamandır hem de... Bunu da tek başınıza yıkma şansınız hiç yok...
Birkaç gündür ROCKEFELLER ile ROTHSCHILD ailesi arasındaki savaşı anlatmaya çalışıyorum. Yani ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI'nı. Pekçok isim, banka, ordu, devlet, ülke kullanılmakta, işin içine çekilmekte. Sıradan insanların bunları görmesi, bilmesi mümkün değil. Ama durum çok ciddi bir formata doğru gidiyor...
Açalım biraz. Anlamak için...
Pentagon ile Rothschild ailesi arasındaki savaşın önemli cepheleri AKDENİZ, ORTADOĞU, AFRİKA, AVRUPA, ASYA ve WASHINGTON... Ancak asıl savaşın kazanılacağı yer olan UZAY konuşulmuyor.
Buralarda hiç! MUOS (Mobil Kullanıcı Amaçlı Sistem)... Yani Pentagon'un dünyanın her metrekaresine saldırı düzenleyebilecek sistemine karşı Rothschild ailesinin siber sistemleri harekete geçti. İtalya Niscemi'deki MUOS'un Avrupa merkezi etkisiz hale getirildi. Bizim gözden kaçırdığımız şu: MUOS savunma ve saldırı tarihinin kuşkusuz en büyük teknolojisi.
Peki böylesine önemli bir yatırımı kim yapar, kim para harcar? Cevap basit...
ROCKEFELLER AİLESİ... Parayı veren Rockefeller, işi yapan ise LOCKHEED MARTIN! İşi geliştiren Lockheed Martin.
Bu sistemin dünyada 4 ana temel direği var! Havai, Virginia, Kojarena (Avustralya) ve Niscemi'de (İtalya) olmak üzere dört kara istasyonuyla bağlantılı. Pentagon'dan yönetiliyor. Bu sistem, Avrupa Ordusu yani PESCO'nun gücünü tamamen yok edeceği için aile tarafından operasyonun öncelikli hedefi oldu.
İtalya Savunma Bakanlığı yapan Roberta Pinotti, Rothschild ailesinin üyesidir. 2016 yılında ailenin Roma'da verdiği özel bir davette İtalya siyasetine yön veren isimler Maria Elena Boschi, Mara Carfagna, Maurizio Gasparri gibi 20 isimle birlikte katılan Roberta Pinotti, organizasyonun en önemli ismiydi. O geceden sonra İtalya Savunma Bakanı olacağı da kesinleşen kadın şimdi bile Pentagon için büyük risk. Çünkü MUOS'un İtalya Niscemi'deki üssünün etkisiz hale getirilmesi Roberta Pinotti tarafından gerçekleştirildi.
Göreve geliş nedeni de buydu aslında.
Roberta Pinotti, bakanlıktan indikten sonra Rothschild ailesiyle yaptığı son görüşmede, Avrupa Ordusu'nun kurulmaması halinde NATO'nun dünyayı tek ordu gibi yöneteceğini söyledi... Hatta Avrupa Ordusu'nun kurulmasıyla da sorunların çözülmeyeceğini, ne olursa olsun MUOS'un engellenmesi gerektiğini aktardı! AİLE akıllı adamlarıyla bu planlarını yapıp adımların atarken PENTAGON da boş durmuyordu!
Pentagon, dört kara istasyonunun alternatiflerini de hazırlamıştı. İtalya Niscemi'deki üssün alternatiflerini Yunanistan Pyrgos veya İzmir olarak belirledi. Şimdi Pentagon bu iki ülkeden birini seçmek zorunda. Yunanistan'ın Pyrgos adasının belki de tamamı Rothschild ailesinin olduğunu düşünürsek, tek alternatif İzmir. Bunu, bu işleri bilen herkes görüyor!
İzmir'e gelelim...
İzmir, NATO üsleri nedeniyle Pentagon için de çok önemli bir kent. MUOS için de bugün vazgeçilmez bir nokta. Türkiye, Pastör Brunson'la ilgili örgüt bağlantılarıyla 2 yıl zaman geçirdi. Aslında Brunson'ın öncelikli görevlerinden biri, İzmir'deki NATO üssünü MUOS üssü haline getirebilecek alt yapıyı sağlamaktı, ki bunu da büyük ölçüde sağladı.
Brunson çok özel yetiştirilmiş biriydi. ABD'nin onu ne kadar özel kullandığı da "İade edin talebiyle" ortaya çıktı. Israrlarının nedeni PASTÖR oluşu falan değildi! Anlamadık sanki! Ama koz hala TÜRKİYE'nin elinde!
Unutmamak gerekir ki, İzmir bugün Pentagon için dünyadaki 4 özel noktadan biri. Bu nedenle ABD-TÜRKİYE yakınlaşması çok hızlı olacak gibi. Ya da çatışması! Arası yok! Mümkün de değil! Çünkü MUOS, Yeni Dünya Düzeni'ni tamamen Pentagon'a bağlayacak sistem. Bu açıdan bakıldığında MERKEZ TÜRKİYE. Ya dost olarak yürüyeceğiz ya da onları patron koltuğundan edeceğiz. Bakıp göreceğiz...
MUOS, yıllarca savunma odaklı olarak anlatıldı. Ancak tamamen saldırı amaçlı bir sistem. Uzaydan nokta atışı yapabilecek sistemde Havai, Virginia, Kojarena (Avustralya) ve Niscemi (İtalya) çok önemli.
Artık Niscemi'nin oyun dışı kaldığını düşünürsek, İzmir Pentagon için Washington ve New York kadar önemli. MUOS'la birlikte Lockheed Martin'in değerinin 5 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. Apple'ın değerinin 1 trilyon, ARAMCO'nun 2 trilyon dolar olduğunu düşünürsek 5 trilyon doları daha da kolay anlamlandırabiliriz. Pentagon'un çok önemli isimlerinden biri olan Steve Bannon'ın İtalya'daki ağır yenilgisi Niscemi oldu.
Avrupa'da büyük etki alanı açan Bannon, eğer Niscemi'de zafer kazansaydı 2020'de ABD Başkanı olarak Beyaz Saray'a gönderilecekti.
Şimdi Bannon için Beyaz Saray imkansıza yakın. Çünkü Pentagon, Niscemi dışındaki formüllere odaklandı. Yani İzmir'e. Türkiye'nin tutumunu yakında hep birlikte göreceğiz...
Pentagon öncelikle TÜRKİYE'nin PESCO'ya yani AVRUPA ORDUSU'NA GİRİŞİNİ ENGELLEMEK İÇİN ADIMLAR ATMAYI DÜŞÜNECEKTİR!
Türkiye PESCO'ya girdiği an PENTAGON'un hayalleri biter. Suya düşer.
Lockheed Martin de Rockefeller de kaybeder...
Yeni Dünya Düzeni için savaş artık uzaya çıktı. Uzayla bağlantısı olan noktaların değeri çok fazla. İZMİR tarihte hiç olmadığı kadar değerli... Sadece biz bunu bilmiyoruz!
Türkiye her zaman MERKEZDE! Bizim kararımız dünyanın gidişatını belirleyecek...
Bunu bilerek yürüyoruz.
İçerideki bazıları da bunu görse fena olmayacak ama...
@manjimurai @smbllr424 @Neutron @strenergy
*** daha neler öğreneceğiz ***
Kurun 3 Gunluk Trendi Applenin Asya Ayagindaki Gelirlerinin Dusuklugunu Ongorememesi . Hisseler %9 Dususde An Itibariyle . Buna Mutabik Sig piyasalarda Yapilan Islemler .
Ayrica Merkez Bankasi Olaganustu Toplanti Karari Almis Sanirim Gazetede Okumustum . @kazims
Ocak - Subat Ve Mart Ayinin Enflasyon / Ithalat - Ihracat / Issizlik Orani Verilerini Beklemek Lazim. Hedeflerde Kisa Vadede Sapma Varmi Daha Net Anlasilir . Ozaman Oturup Dogru Yada Yanlisi Daha Net Olcme Firsatimiz Olur Diye Dusunuyorum . Hatirladigim Kadariyla 2019da Enflasyon Oraninin Bir Tik Tekrar Artmasi Bekleniyordu . Yanlis isem arkadaslar duzeltsin yine
Ocak - Subat Ve Mart Ayinin Enflasyon / Ithalat - Ihracat / Issizlik Orani Verilerini Beklemek Lazim. Hedeflerde Kisa Vadede Sapma Varmi Daha Net Anlasilir . Ozaman Oturup Dogru Yada Yanlisi Daha Net Olcme Firsatimiz Olur Diye Dusunuyorum . Hatirladigim Kadariyla 2019da Enflasyon Oraninin Bir Tik Tekrar Artmasi Bekleniyordu . Yanlis isem arkadaslar duzeltsin yine31 martta secim yaşayacagımızı ve bu secimin yerel secimden cok genel secim havasında oldugunu düşündügümde ocak, şubat ve mart verilerinin ne kadar yanıltıcı olabilecegi canlandı birden kafamda :m
31 martta secim yaşayacagımızı ve bu secimin yerel secimden cok genel secim havasında oldugunu düşündügümde ocak, şubat ve mart verilerinin ne kadar yanıltıcı olabilecegi canlandı birden kafamda :m
Bir ''ÜLKE'' verilerine bakıyoruz. (Sıradan bir vatandaş bile 4-5 yıl sonrasının planlamasını yaparken bir ÜLKE'nin bu kadar sapma yaşaması?????) Kısa vadeli verilerden ziyade uzun vadeli veriler daha önemlidir.
İlk üç aylık dönem ortalamasının 2018-Aralık ile benzerlik göstermesi muhtemel. Zaten hükümet buna yönelik gerekli adımları atıyor gerek ÖTV-KDV indirimleri, gerekse sert bir şekilde ''Serbest Piyasa'' üzerinde baskısını kurarak. ( Yoğun bakımdaki hastaya basıyoruz oksijeni ) Bana göre seçime kadar ne kadar sıktık ne kadar bu dengeyi koruduk politikası, sonrasını düşünemiyorum.
Yok be cumhurbaskanligi kadar ucup kacmaz gbi dolar -:)) ama belli olmaz turkiye la bura :))dolar 7 kusurlağı vurduğu anda, kapının %26,2 den aralanmasından sonra,
Devletin ustunde her zaman bi muhalefetin olmasi guzel ama asgari ucret en azindan 2 bin oldu :DD
Bak Seninde Dedigin gbi bir ulke verisine bakiyoruz bir vatandas bile 4-5 yil sonrasini dusunurken diyorsun . Ulkeler vatandaslardan daha uzun vadeli dusunur . Almanya Bir Zamanlar Cagin Disinda Kalmamak Icin Kendine Hedef Koydu . Ulkelerden en Onemli Insanlari Getirtti . En Yeni bilgisayarlari Aldi projeler uretti . Suan avrupayi dengeleyen Almanya . Ulkelerde projelerini gelistirirken 1 kisa 3 orta 5 uzun 10 gelecek diyerek yapisal dusunce , olusum , gelisim hedefler . Bundan 10 yil once daes ortaya cikacak diyebilirmiydin . Yada dolarin bir anda 8 kusurlere kadar yaklasip geri 5e kadar zor bela dusecegini . Veya turkiyenin suriyeye girecegini . Ne bilim bir ayaklanma olacagini . Hani demem su bu veriler duzenlenirken dolar 2030 da 5.40 olucak diye yazmazlar . Gunumuzun sarti bu . Hedefim su . Yapmam gerekende bu . Olaganustu ustu olaylar , sorunlar ongorulemez . Ama veriler hazirlanirken beklentilere olaganustu durumlarda su gibi hazirlik veya bu gibi onlemler alincak . Direncimiz su yonde dense olabilir . Ozaman bu kadar infinal yaratmazdi . Piyasa kurucusu bir ulke degil piyasa takipcisi bir ulkeyiz . Kayip bundan oluyor zaten . Herkez gelismis ulkelere ne vercen abi bize die bakior :) mesela 2 gun once asyalilarin cani sikildi gecenin bi yarisi elindeki apple hisselerini satti . Dolar 5.30dan 6 ya kadar yaklasti. Simdi sen bunu bu veriye appledan bole bsi bekliyoruz diye yazamazsinki . Bizle alakasi olmayan bi konudan dolar artiyor . Ulkemizin para birimi dolar degil TL . Dunyanin en gelismis ulkesinin para birimi ( Dolar ) Bircok Ulkenin Birlesip Kurdugu Para Birimi ( Euro ) En cok somurgeye sahip ulkesi ( sterlin ) goz onune aliniyor . Gelismis degil gelismekde olan ulkeyiz . Bizde Bu Olusumda Olsak Bizde Zaten Siralamada Yerimizi Alirdik . Ne Yazikki Yukarida Saydigim Olusumda Bulunan Ulkeler Eger Cikarina Degilse Seni Yanina Almaz
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi'nden tüm valiliklere 7 Ocak 2019 tarihinde bir genelge gitti.İşte 81 ilin valiliğine gönderilen o talimat:"Ülkemizde geçici koruma kapsamında bulunan Suriye uyruklu yabancıların ülkelerine gönüllü olarak geri dönüş yapmaları halinde geçici korumaları ilgi (a) Yönetmelik ve ilgi (b) Bakanlık Genelgesi gereği sona ermekte ve haklarında V87 tahdit kaydı girilmektedir. Aynı mevzuat gereğince bu yabancıların yeniden ülkemize giriş yapmaları halinde İl Göç İdaresi Müdürlükleri tarafından detaylı mülakatları alınmakta. Yapılan mülakat ve alınan geçici koruma kaydı hakkında güvenlik birimleri tarafından yapılan sorgulamalar neticesinde yeniden geçici koruma kapsamına alınması uygun bulunan yabancılara tekrardan geçici koruma kimlik belgesi düzenlenmektedir. Ancak son dönemlerde bu durumda bulunan Suriyeli yabancıların talepleri tüm valilikler tarafından reddedilmekte ve bu durum da Suriyelilerin mağduriyetlerine neden olmaktadır. Bu çerçevede bu şekilde kaydı sonlandırılmış olan Suriyelilerden özellikle hastalık ve tedavi, yaşlılık, evlilik, çocuğun okula kaydının yapılabilmesi, sosyal yardımlardan faydalanabilme (Kızılaykart ve BMMYK kış yardımları) yasal çalışma ve iller arası seyahat edebilme gibi mecburi nedenler göz önünde bulundurularak gönüllü geri dönüş nedeniyle söz konusu Suriyeli yabancılara daha önce konulmuş olan V87 tahdit kayıtları, müracaat ili tarafından ilgi mevzuata uygun bir şekilde 01/01/2019 tarihinin esas alınarak kaldırılmasını ve söz konusu şahısların geçici koruma kayıtlarının tekrardan aktifleştirilmesini, ayrıca 01/01/2019 tarihinden sonra gönüllü olarak geri dönüş yapacak olan Suriyelilere konuyla ilgili gerekli tüm bilgilendirme yapılarak ilgi (a) Yönetmelik ve ilgi (b) Bakanlık Genelgesi kapsamında işlem yapılmasını rica ederim."
*** artık bir başka devlet bulup gitme vakti yaklaşıyor galiba, bizi kim kabul eder o da meçhul.***
Bulursanız bir omuzda bana atın :g
Özellikle sağlık kısmı dikkatimi çekti. İşsizlik maaşına bile layık görülmeyen üniversite mezunu gençler GSS kapsamında borçlandırılıyor, ödemezse muayene ücreti olarak 55 TL talep ediliyor. Hizmet almadığınız halde borçlanmış ve sözde borcu ödemediğiniz için muayene olamıyorsunuz. 55 TL yi veren muayene olabiliyor. Ancak online randevu alırken sen hizmet alamazsın denmiyor bunu hastaneye gidince öğreniyorsunuz.
Bu koşullarda hastane duvarlarında tamamen arapça olan afişler ve hastane koridorlarında bekleyen Suriyeliler oldukça dikkat çekiyor.
Şu soru hala soruluyor sanırım. Bu ülkede kimler ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor? ???
Ekonomist Murat Muratoğlu'ndan flaş yazı: Hesabı fena kitleyecekler
Sözcü yazarlarından ekonomist Muratoğlu, bugünkü köşesinde "Seçim dedi bütçeyi kevgire çevirdi!" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Hükümetin nakit paraya sıkıştığını belirten Ekonomist Murat Muratoğlu, “Nakit paraya öyle çok sıkışmış durumdalar ki, Merkez Bankası'nın, KİT'lerin genel kurulları öne çekiliyor” ifadesini kullandı.
Mart 2019’da yapılacak seçimlere sayılı günler kaldığını, açılmadık paket bırakılmadığını her gün yeni bir paketin açıklandığını, müjdeler verildiğini söyleyen Muratoğlu, “… O sandık illa buraya gelecek! Bundan iki yıl kadar önce Kredi Garanti Fonu ile devlet, bankaların şirketlere verdiği kredilerin 250 milyarına kefil olmuştu. Ekonomi bunu bile kaldıramadı. Geçtiğimiz yaz takla attı! İşte o paranın 20 milyar liralık kredisi döndü. Bu sefer KOBİ'ler için piyasaya sürüldü. Krediyi bankalar verecek lakin kefili yine devlet…” ifadelerini kullandı.
‘Futbol kulüplerinin bile kurtarıldığı bir ortamda, hiç değilse KOBİ'lere aktarılsın para…’ diyen Sözcü yazarı Murat Muraoğlu, “Eyvallah… Peki, şirketler krediyi alınca ne yapacak? Olmayan satışlarını mı artıracak? Yoksa sadece zaman mı kazanacak. Hem de daha da borçlanarak! En fazla günü kurtaracak. İyi de, adama sormazlar mı; “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”, “Neden bu KOBİ'ler borçlarını ödeyemiyor?” diye… Bugüne kadar soran olmadı. Herkes alkışladı. Açılan paketleri koyacak yer kalmadı!” dedi.
İşte Murat Muratoğlu’nun Türkiye’nin ekonomisini ele aldığı bugünkü yazısı:
Bu ekonomik paket işi İktidarın değişmezi… Balkon konuşması gibi gelenekselleşti… Bu saatten sonra şirketler kredi, borç, hibe, teşvik olmadan işleri döndüremiyor.
Paket demek, kaynak demek… Vergilerin harcanması, devletin alacağından vaz geçmesi demek… Kimin için bu alacaktan vaz geçiliyor? Oraya da bakmak gerek! Sahi “bütçe” nasıl denkleşecek?
★★★
Şöyle anlatayım… 2018 yılında Hazine nakit dengesi 70 milyar 352 milyon lira açık verdi. Sadece aralık ayında açık 24 milyar lira… Toplanan vergi affı, imar barışı bedelli askerlik parası da dahil hesaba…
Hani kamunun borcu az, özel sektör çok borçlu söylemi artık manasını yitirdi. Kamu eline ne geçse yiyip bitirdi. Şu anda tüm para bazı belediyeleri seçimde elde tutmak için harcanıyor. Ülke diyet yaparken baklava yiyor, üzerine de şerbet içiyor.
★★★
Nakit paraya öyle çok sıkışmış durumdalar ki, Merkez Bankası'nın, KİT'lerin genel kurulları öne çekiliyor.
Geçen yılın kazançlarını “Acilen Hazine'ye devredin” kararları alınıyor. Koskoca Türkiye Hazinesi üç ay daha idare edemiyor!
★★★
Dün yurtdışından iki milyar dolar borçlandık. Millete yüzde 4 ile dolar tahvilisatmaya çalışan Hazine, yurtdışı borçlanmayı dolar bazında yüzde 7.68 olarak gerçekleştirdi.
Sonra bu Euro'ya çevrildi. Bir de onun maliyeti… Ülkeyi ipotekle, daha iyi! Bildiğin tefeci faizinin resmisi…
★★★
Batık Yunanistan'ın Eurobond faizi yüzde 3.6'da… Polonya'da yüzde 2.6'da… Ülke pavyona gitse hesabı ödeyemese ancak böyle senet imzalatırlar öyle çıkartırlar.
Düşünün başımızda buna bile sevinen bir ekonomi yönetimi… Seni kandırıyorlar diye anlatamazsın ki! Ne istediniz de bu halk yemedi? Daha da “yemez artık” dedikçe ikinci tabağı istedi. Bir seçim geçsin bakalım görürsünüz hesabı kime kilitledi?
https://dimitrovtesla.blogspot.com/2019/02/tek-dunya-devleti-icin-mi-spreyleniyoruz.htmlyazının tamamını okuyamadım.. ocak başı ile başlayan bir dizi göz operasyonları gecirdim..tedavi devam ediyor..
mutlaka okuyunuz
@smbllr424 @Neutron @manjimurai
https://dimitrovtesla.blogspot.com/2019/02/tek-dunya-devleti-icin-mi-spreyleniyoruz.html
mutlaka okuyunuz
@smbllr424 @Neutron @manjimurai
Wuhan Coronavirus (2019-nCoV) Global Cases (by JHU CSSE
Coronavirüsünün anlık haritası. Hangi ülkelerde Olduğunu Göstermektedir.
https://gisanddata.maps.arcgis.com/apps/opsdashboard/index.html#/bda7594740fd40299423467b48e9ecf6
Ben de bugün Cnet de haberler alanından biraz okumuştum. Oldukça ürkütücü görünüyor.
Toplam ölüm sayısı 42 olmuş ve onaylanmış vakalar da Ülke/adet olarak şu şekilde:
China: 1,409 confirmed cases
Thailand: 7 confirmed cases
Australia: 4 confirmed cases
Malaysia: 3 confirmed cases
Singapore: 3 confirmed cases
France: 3 confirmed cases
Vietnam: 2 confirmed cases
Japan: 3 confirmed cases
South Korea: 2 confirmed cases
US: 2 confirmed cases
Nepal: 1 confirmed case
Bu konuda seyrettiğimiz film ve diziler ister istemez geliyor insanın aklına. En çok ilgimi çeken 12 Maymun dizisi olmuştu.
Seyrederken de, hiç uzak bir ihtimal gelmiyor ve bir gün başımıza gelecek diye düşünüyorum hep.
Umarım insanoğlu olarak, o salaklık mertebesine henüz erişememişizdir, bu öyle birşey değildir. :X
Bir ‘Komplo Teorisi’ ise şöyle, gazeteci Celal Pir'den alıntı.
Bakalım söylenen “Sonuç”ların ne kadarı gerçek olacak ...
5. Bu gelişmeler olurken Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyaya bir salgına hazırlanılması talimatı vermiştir. Türkiye de 13 Nisan 2019 da yayınlanan pandemi genelgesi ile hazırlıklar başlamış ve Ağustos Eylül 2019 aylarında illerin tamamı hazır hale getirilmiş ve Ulusal Pandemi Planı yayınlanmıştır.
6. AKP ve MHP nin ortak teklifi ile Termik Santrallere verilen ilave süreye ilişkin kanun Erdoğan tarafından VETO edilerek Termik Santraller Aralık 2019 dan itibaren kapatılarak Türkiye Salgına hazır hale getirilmiştir.
www.facebook.com/ben.oyum.568/videos/1465114330335160
#Covid19 ninja No money, aşı istemiyik hacı.
@kazims ,
Bir üstteki @Coulers79 ın paylaştığı ile aynı video bu senin de eklediğin :)
Kuzey Marmara Otoyolu sözleşmesinde değişiklik: Araç geçiş garantisi 3-4 kat arttırıldı, işletme süresi 13 yıla uzatıldı
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Ulaştırma Bakanlığı ile Kuzey Marmara Otoyolu'nun ihalesini alan ortak girişimin imzaladığı sözleşmeyi Meclis gündemine taşıdı. Sözleşmenin iş bitiminden sonra değiştirilerek araç geçiş garantilerinin 3- 4 kat arttırılmasını ve ortak girişimin işletme süresinin de 9 yıldan 13 yıla uzatılmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na sordu.
Öztunç, yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği önergede Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’ndan kamuoyu adına şu sorulara yanıt istedi:
1-Kuzey Marmara Otoyolu ihalesi bittikten sonra ihale şartları, iş bitimi sonrası ödemeler başladığında neden değiştirilmiştir? Yapılan değişiklikler nelerdir? Bu değişikliklerde kamunun yararına herhangi bir düzenleme yapılmış mıdır?
2-Kuzey Marmara Otoyolunun sözleşme süresi ne kadardır? Bu süre, iş bitiminden sonra sözleşmede belirtilen süreye ilave olarak ne kadar arttırılmıştır? Bu sürenin arttırılma gerekçesi nedir?
3-Bu otoyolun sözleşmesindeki araç garantisi taşıt/gün olarak ne kadardır? Sözleşmedeki taşıt garanti sayısı (taşıt/gün) otoyol bitiminde neden değiştirilmiştir? Yapılan artış miktarı ne kadardır?
4-İhale sonrası yapılan bu değişikliler ile ilgili talimatı kim vermiştir?
Gezi Parkı'nın mülkiyeti İBB'den alınarak Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı'na geçti
Farideh Sultan Mohammadi - Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Başkanı, Maryland Üniversitesi, ABD
1. Korona virüsü ile aylarca veya yıllarca yaşayabiliriz. Bunu inkar etmeyelim veya paniklemeyelim. Hayatımızı boşa harcamayalım. Bu gerçekle yaşamayı öğrenelim.
2.Maskenin aşırı kapatılması ve Eldiven takmak yanlıştır
3. Elleri sıkça yıkamak ve İki metrelik fiziksel mesafe, sizi korumanın en iyi yoludur.
4. Evde kroner hastanız yoksa artık ev yüzeylerini dezenfekte etmenize gerek yok.
5. Süper market alışverişi vb. Ürünlerin paketlenmesi, benzin istasyonları, alışveriş arabaları ve ATM'ler enfeksiyona neden olmaz. Ellerinizi yıkayın ve her zamanki gibi yaşayın.
6. Corona virüsü bir gıda enfeksiyonu değildir. Hastalık, grip gibi enfeksiyon damlacıklarıyla ilişkilidir. Yiyecek siparişi vererek corona transferinin kesin bir riski yoktur.
7. Pek çok alerji ve viral enfeksiyonla koku alma duyunuzu kaybedebilirsiniz. Bu, yalnızca koronavirüsün spesifik olmayan bir semptomudur.
8. Eve gelince hemen kıyafetinizi değiştirip duş almanıza gerek yoktur.
9. Corona virüsü havada asılı kalmaz. Bu, yakın temas gerektiren bir solunum damlası enfeksiyonudur.
10. Fiziksel mesafenizi koruyarak parklarda güzel vakit geçirebilirsiniz.
11. Corona virüsüne karşı antibakteriyel sabun değil normal sabun kullanılması yeterlidir. Bu bir virüs, bakteri değil.
12. Yemek siparişleriniz için endişelenmenize gerek yok. Ama isterseniz mikrodalgada ısıtabilirsiniz.
13.Corona virüsünü ayakkabılarınızla eve getirme şansı, günde iki kez yıldırım çarpması gibidir! 20 yıldır virüslere karşı çalışıyorum.
14. Sirke, şeker kamışı ve zencefil alarak virüsten korunamazsınız! Bunlar bağışıklık içindir, tedavi değil.
15. Uzun süre maske takmak nefes alıp vermenizi ve oksijen seviyenizi olumsuz etkileyecektir. Sadece kalabalığın içinde maske takın.
16. Eldiven takmak da kötü bir fikirdir; virüs eldivenlerde birikebilir ve yüze dokunarak kolayca bulaşabilir. Ellerini düzenli olarak yıkamak daha iyidir.
17. Her zaman steril bir ortamda kalarak güvenlik zayıflatılır. Bağışıklığı artıran yiyecekler yeseniz bile, lütfen düzenli olarak parka ve plaja gidin. Vücudun bağışıklığı, evde oturup kızarmış, baharatlı, şekerli yiyecek ve içecekleri yemeden değil, patojenlere maruz kaldıkça artar. Corona virüsüyle yaşamayı öğrenmeliyiz.
18.Bilinçli olarak rahatlamaları için bu mesajı arkadaşlarınıza gönderin.
📷 Yüz maskesinin tehlikeleri
a)Maske sınırlı bir süre kullanılmalıdır. Uzun süre takarsanız:
1. Kandaki oksijeni azaltır.
2. Beyne oksijen arzı azalır.
3. Zayıf hissediyorsun.
4. Ölüme yol açabilir.
Tavsiye:
Pek çok insanın arabalarında maske kullandığını görüyorum. Bu cehalettir.
b) Evde kullanmayın.
c) Yalnızca kalabalık bir yerde bir veya daha fazla kişiyle yakın temas halindeyken kullanın.
d)Uzun süredir karantinadayken kullanımını azaltın.
📷Güvende kalmak için
📷İzole hastanelerde kullanılan ilaçlar:
1. C Vitamini 1000
2. E Vitamini (E)
3. (10-11) saatten itibaren 15-20 dakika güneşte oturun yada D vitamini alın
4. Günde biryumurta tüketin
5. En az 7-8 saat dinlen / uyu
6. Günlük 1,5 litre su iç
7. Tüm öğünler sıcak olmalıdır (soğuk değil).
8. Propolis kullanın doğal antibiyotiktir
📷Corona virüsünün pH değerinin 5,5 ile 8,5 arasında değiştiğini unutmayın
📷Bu nedenle virüsten kurtulmak için yapmamız gereken tek şey, virüsün düzeyinden daha fazla alkali gıda tüketmektir.
📷Yeşil limon - pH 9/9
📷Sarı limon - 8.2 pH
📷Avokado - 15,6 pH
📷Sarımsak - 13,2 pH
📷Mango - pH 7/8
📷Mandalina - 8.5 pH
📷Ananas - 12,7 pH
📷Portakal - 9,2 pH
Corona virüsü belirtileri;
1. Kaşıntılı boğaz
2. Kuru boğaz
3. Kuru öksürük
4. Yüksek sıcaklık
5. Nefes darlığı
6. Koku duyusu kaybı
Limonlu ılık su virüsü akciğerlere ulaşmadan önce öldürür.
Bu bilgileri kendinize saklamayın ve tüm tanıdıklarınız ve arkadaşlarınızla paylaşın