Son 17 yılda logosunda ufak tefek de olsa pek çok değişiklik yapan Google, bu kez gayet radikal bir değişikliğe gitti. Alışılagelmiş logo renklerini muhafaza eden @Google, fontu değiştirerek logoyu eskisine nazaran daha yuvarlak, sade, genç ve canlı bir hale getirmiş. Son zamanlarda kurumsal yapılanmasında önemli değişikliklere giden şirket, geçen Ağustos ayının hemen başında Google ve grup şirketlerini Alphabet çatısı altında yeniden organize etmişti. Bugünden itibaren Google’ın Arama, Haritalar, Gmail, Chrome ve her nerede Google logosunu görüyorsak hepsi yepyeni yüzle karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, Google’ın küçük ikonu da (favicon) değişiyor ve küçük g harfi yerine artık bizi logoyla uyumlu bir simge karşılıyor. #Google, kurumsal blogda yaptığı açıklamada logodaki ilk değişikliğin bu olmadığını ve muhtemelen sonuncusu da olmayacağını söyledi, kullanıcıların yeni logoyu beğenmesini umduğunu iletti. 1998 yılından bu yana Google logolarının evrimini barındıran bir video da Google’ın YouTube hesabı üstünden yayınlandı.

           

Yorum: Eski logo hepsinden iyi ve şekilliydi bence. Uygulamalara logoyla mı gireceğiz ki böyle basit birşey yapmışlar?

4 Eylül 1998'de kurulan Google doğum günü için bir doodle paylaşmış. Şimdi bu jetonu 27'sinde düşüren kim? 
Orijinal Google kankaysa problem yok, o da bizden demektir. Fakat 27 eylül ile ilgili birşey göremedim henüz.

George Boole (1815 - 1864): İngiliz matematikçi, filozof, bilgisayar biliminin babası.

          Hedy Lamarr kimdir?

1913’te Avusturya’da dünyaya geldi. Küçük yaşta sinema yıldızı olmayı başardı. 1933’te Adolf Hitler’in dostlarından biri ile evlendi. Sinemanın yanı sıra bilime özel bir ilgisi olan Lamarr, silah teknolojisinin inceliklerini de öğrendi. 1937 yılında tüm değerli eşyalarını da yanına alarak Londra’ya kaçtı. Ardından da küçüklüğünden beri hayalini kurduğu Hollywood’a taşındı. 1940-1958 yılları arasında 20’nin üzerinde sinema filminde oynayan güzel yıldız, bir yandan da kimsenin tahmin bile edemeyeceği fikirlere sahipti. Amacı hedefi değiştirilemeyecek torpidolar geliştirmekti. Bu noktadaki amacı torpidoların düşmanın sinyal karıştırıcıları (jammer) ile kontrolünün  kaybedilmesinin önüne geçmekti. Bunun için frekans atlamalı yayılı spektrum teknolojisini geliştirdi. Fikir, sonraki yıllarda geliştirilmeye devam edildi ve sinema oyuncusu olarak gözönünde olan Lamarr’ın arka planındaki çalışmaları günümüzde de GSM, Wi-Fi ve GPS gibi teknolojilerin çıkış noktası olarak kabul edilmektedir.

     Beethoven Kimdir?

     1970 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde doğan Beethoven alkolik bir babanın oğludur. Annesi rengi hastasıdır, üç kardeşi sağır, ikisi kör ve biri zeka özürlüdür. Tüm bunlara rağmen 9. çocuğu olan Beethoven’ı dünyaya getirir. Belli bir yaşa kadarda çocuğunun sağlam görünmesinden memnundur. Adı Ludwig van Beethoven‘dir. Saray müzisyeni olan babası Beethoven’a zorla piyano çaldırmayı öğretmiştir. Ne kadar isteksiz ve zorlanarak çalmayı öğrense de genç yaşta annesini ve kardeşlerini kaybetmek, geçinmesi için kilisede müzik çalarak para kazanmaya itmiştir. Beethoven‘ın o dönemdeki avrupanın politik ve kültürel merkezlerinden olan Viyana ile tanışması 17 yaşında olmuştur. Diğer şehirlere göre Viyana kralları ve yönetilenleri tarafından 1600'lü yıllardan beri aydınlanmanın müzik ile yapıldığı bir kent olmuştur. Mozart, Beethoven, Franz Schubert ve daha fazla müzisyen başka şehir ve ülkelerde doğsalar da kendilerini Viyana üzerinden dünyaya duyurmuşlar. Tıpkı Mozart’ta Salzburg’da doğsada Viyana’dan dünyaya açılmıştır. Klasik müziğin başkenti olan ve 8 milyonluk nüfusu ile Viyana’ya her yıl 25 milyonun üzerinde turist gelmekte. Gelen turistlerin %30'u opera ve müzik için şehirde vakit geçirmektedir.
     Viyana öyle bir şehir ki sadece konser için kullanılan onlarca salondan mevcut ve asla başka organizasyonlarda kullanılmamakta. Fakat bunların içerisinde en ünlü olanı ise şehrinde meydanında bulunan Opera binasıdır. 1872 yılında Mozart’ın Don Juan bestesi ile açılan Opera binası çevreler tarafından tren garına benzetilmesiyle mimarı olan Van Der Müll‘ün intihar ederek sonunu getirmiştir. Ama bugün bile biletlere baktığımızda 500 Euro'ya aylar öncesinden bilet alıp konsere katılan insanları görüyoruz. Birde en düşük fiyatları olan 25-50 Euro gibi biletleri olsa da dışarıda binaya asılı olan büyük ekrandan içerideki konseri gösteren ve sandalyede hatta yerde oturan insanları görmeniz mümkün. Ücretsiz olarak içerideki konseri izleyebiliyorsunuz. Evde çalışırken sürekli ses yaptığından dolayı sürekli olrak şikayet edilen Beethoven’ın şehirde dolaşmadığı yer kalmamış ve devamlı olan ev değiştirmiş. Bu yüzdendir ki çarşıda gezerken binaların ve cafelerin üzerinde küçük tabelalar ile “Beethoven bu evde yaşamıştır” yada “Beethoven burada kahve içmiştir” diye yazılar görürsünüz. Viyana’da yaşadığı 50 yıl boyunca 83 ev değiştirdiği ve birazda bunun sebebinin geçimsiz olmasından kaynaklandığı söylenir.
     Bir süre sonra Beethoven işitme zorluğu yaşamaya başlar, sesleri duymakta güçleşir ve daha da hırçınlaşır. Şehirden uzaklaşarak dinlenmek ve kaplıcalarınında meşhur olduğu Heiligenstadt bölgesine gelir. Burada iyileşmediği gibi tamamen sağır olup iyice yalnızlaşan Beethoven 20 yıl kimseyle konuşmayarak sadece bir defter üzerinden anlaşmayı kabul eder. Beethoven 9. Senfoni'yi sağır olarak bestelemiş ve hiç duyamamıştır. Hayatında hiç evlenmemiş yalnız yaşayan ve uzun uzun yürüyüşler yapan Beethoven gündüzleri ise bestelerine yoğunlaşarak 3'e kadar çalışırmış. Müziğine ilham olması açısından oturduğu bölgede 2-3 saat süren yürüyüşlere çıkarmış. Şimdi ise o yıllarda yürüdüğü o yol Beethoven yolu olarak bilinmektedir.