Şiirleriniz ve Şiir önerileriniz

Başlatan bilalyuzugullu, 18 Mayıs 2011, 13:22:06

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ElisaMcCline

Alıntı yapılan: ufuko - 25 Ekim 2015, 21:33:26
Bugün bunu kendime armağan ediyorum.
Bugün yıkığım, ezginim, çaresizim ve umutsuzum çünkü...

@ElisaMcCline olmadı hocam; şu bildiğiniz malum konu olmadı...

@ufuko
Bana kızacaksın ama, bence güzel haber. Keza boşa harcanan vaktine bir son vermiş oldun.
Ve ek olarak, malum diğer tüm konular artık parmaklarının ucunda ;)

Ufuko

Ümit Yaşar Oğuzcan ~ Harika Çocuk  :'(


ElisaMcCline

#162
Zavallı dünya diyelim biz bu duruma.

Ufuko

#163
Yalnız'ın Durumları ~ Özdemir Asaf

Her şeyi süpürebilirsin; sonbaharı süpüremezsin.
Sen herşeyi süpürebilirsin; sonbaharı süpüremezsin.

Yalnızsa, sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep.. Düşünemezsin.

Yanar sobasında yalnız'ın üşüyen bakışları.
Lâmbasında karanlığa dönük
Bir ışık titrer sönük sönük.

Penceresi dışına kapanmıştır,
Kapısı içine örtük.

Yalnız bin yıl yaşar,
Kendini bir an'da.

Yalnız'ın nesi var, nesi yoksa
Tümü birdenbire'dir.

Yalnız bir ordudur kendi çölünde..
Sonsuz savaşlarında,
Hep yener kendi ordusunu.

Yalnız'ın sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir,
Boyuna onu arar..
Biri bulsa diye.

Yalnız, hem bilgesi, hem delisidir kendi dünyasının.
Ayrıca; hem efendisi, hem kölesidir kendisinin.

Tadını çıkaramaz
Görece'siz dünyasında,
Hiçbirisinin.

Yalnız, sürekli dinleyendir
Söylenmemiş bir sözü.

Sözünde durması yalnız'ın yalancılığıdır kendisine..

Hep yüzüne vurur utancı..
O yüzden gözlerini kaçırır gözlerinden.

Yalnız'ın odasında, ikinci bir yalnızlıktır ayna.
Yalnız, hep uyanır ikinci uykusuna.
Yalnız, kendi ben'inin sen'idir.

Bir sözde saklanmış bir yalanı,
Bir gözde okunduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile.

Her susadığında o kendi çölündedir.

Kendi öyküsünü ne anlatabilen, ne de dinleyebilen.
Kendi türküsünü ne yazabilen, ne söyleyebilen.

Bir zamanlar güldüğünü anımsar da..
Yoğurur hüzün'ün çamurunu avuçlarında.

Yalnız, aranan tek görgü tanığıdır,
Yargılanmasında kendi davasının..
Her duruşması ertelenir kavgasının.

Yalnız, hem kaptanı
Hem de tek yolcusudur
Batmakta olan gemisinin..
Onun için ne sonuncu ayrılabilir
Gemisinden, ne de ilkin.

Yalnız'ın adı okunduğunda,
Okulda ya da yaşamda..
Kimse "Burada" diyemez..
Ama yok da..

Uykunun duvarında başladı..
Önceleri bir toz gölgesi sanki;
Sonra bir yumak yün gibi.

Ama şimdi iyice görüyor
Örümceğin ağını,
Gün gibi.

Yalnız, duymuş olduğunun sağırı,
Görmüş olduğunun körüdür..

Ölür ölür öldürür,
Öldürür öldürür ölür.

Duyduklarını unutur,
Duyacaklarını düşünür.

Yalnız'ın adına hiç kimse konuşamaz..
O kendi kendisinin sanığıdır.

Yalnız, önceden sezer
Sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır;
Anlatır anlatır ona
Olanları, olmayacakları.

Her leke kendisiyle çıkar.

   ...

Yalnızlık paylaşılmaz...
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Ufuko

Ayrılık Hediyesi ~ Yusuf Hayaloğlu

Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin
Avutulmamış bir ben...

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benden sana
Ayrılığın hediyesi olsun

Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be... bu son olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken mazeretim olsun!

Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben...

Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun...

Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece durdurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken şikayetim olsun

Gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
Her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
İsterim sen de yan ömrüne hep ağla
Hep ağla bu benden son dua
Bu benden ayrılık hediyesi olsun

Ufuko

Beni Sorarsan - Gülten Akın

Beni sorarsan
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle göl arasında
Yanımda kediler, kuşlar
Fikrimden dolaşıyorum

Hiçbir iktidarı sevmesem de
Sobanın iktidarında
Çarpışa çarpışa nasılsa
Büyüyebilen kızlar
Uslu, sakin, ölümü bekliyorlar
Yaşlılık
Dev mi oldular, başkaları
Üstüne üstüne gelip korkusuz
Güçlerini deniyorlar

~ Gülten Akın

Ufuko

Geceyi Sana Yazdım ~ Onur Akın

Geceyi sana yazdım, sızımı sana
Tutuldum, küsen sesine, tenine tutuldum
Çaktım ateşi sesime, ateşi tenime
Hay aydınlık sana yandım, gülen yüzüne
Yandım, yanarım sana

Sensizim, sana koştum iklimler boyu
Uykular, yanan liman uykular haram
Bir vapur geçer, dalgasında savrulan ben
Dön yürek yurduma, gurbet tenime dön, yanarım sana

Ufuko

Sabahattin Ali ~ Eskisi Gibi

Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.

Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gel sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.

Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.

https://www.youtube.com/watch?v=XN_Zs05ryhc

Coulers79

https://www.youtube.com/watch?v=OhunlfMWRvA

Yaşadığımız şu hayatta  (str)  Burhan Başaran

Yaşadığımız şu hayatta, hani şu hep isyan ettiğimiz hayatta
Gerçektende bir kum tanesi kadarız aslında
Anne karnında başlıyor o büyük macera.
Küçücük ellerin ve ayakların yavaş yavaş oluşuyor.
Bir zaman sonra beslenmeye başlıyorsun.
Ve her geçen gün biraz biraz büyüyorsun.
Ara ara o meleğin karnını tekmeliyor 'doğacağım anne' müjdesini veriyorsun.

Anne karnında geçirdiğimiz 9 aylık bir zaman dilimi
Ve bide bakmışsın doğmuşsun, hayata açmışsın gözlerini
Annen, baban, sevdiklerin...
Hepsi öyle güzel bakıyorlar ki sana.
Hep ilgi görüyorsun, kucaklarından indirmiyorlar seni.
O öpmeler, koklamalar bitmek bilmiyor.
Ama tabi tutmuyor hiç biri anne kucağını ve onun sevgisini.
O sıcacık kucakta öylesine huzur kaplıyor ki içini.
Daha bebeksin ama o an bile anlıyorsun anne şefkatini.
Hayata merhaba dedin bebek..
Şimdi ise beslenmek ve yavaş yavaş büyüme zamanı artık.
Bazı zamanlar hastalanıyorsun annen ve baban yanından ayrılmıyorlar.
Sen iyi olana dekte ayrılmayacaklar.

7 yaşına kadar çocuk olmanın tadını çıkarıyorsun.
Gülüyorsun eğleniyorsun, arkadaşlarınla doyasıya oyunlar oynuyorsun.
Daha bilmiyorsun yalanı, kötülüğü, sahte dostlukları, sahte arkadaşlıkları..
O oynadığın saklambaçın ne kadar önemli ve değerli bişey olduğunun farkında değilsin.
Çocuk olmanın aslında ne kadar değerli bişey olduğunun...
Okula başladığın ilk gün ağlıyorsun ama bir zaman sonra ona da alışıyorsun.
Küçükken hep büyük adam olmak istiyorsun.
Ama dedimya çocuk olmak o kadar değerli ve güzel ki
Bunu da o çok istediğin, büyük adam olduğunda anlıyorsun.
İlkokul bitiyor daha sonrada ortaokul ve lise..
Büyüdüğün zaman dertlerinde artıyor
Ve öylesine şeylerle karşılaşıyorsun ki.
O çok güvendiğin dostların bir anda yüzüstü bırakıyorlar seni.
Ve tabi aşkı da unutmayalım.
Varlığıyla mutlu eden yokluğuyla ise kahreden.
Birini seviyorsun ve onunda seni sevdiğine inanıyorsun
Gelecekte güzel şeylerin hayalini kuruyorsun.
Ama olmuyor işte... Ayrılıyorsun.
O hiç acımayan kalbin işte tamda o anda öylesine acıyor ki.
Öylesine tarif edilemez bi acı ki bu.
Çocukken düştüğünde dizlerinin acımasına hiç ama hiç benzemiyor.
Her geçen gün insanları anlamakta güçlük çekiyorsun.
Yaptıklarına bir türlü anlam veremiyorsun.
'Neden yapıyorlar ki bunu?' diye soruyorsun. Haklısında...
Neden yapıyorlar ki bunu?
Öyle küçük şeylere kafa takıyoruz ki çoğu zaman.
Ama istese öyle küçük şeylerden bile mutlu olmasını bilir ki insan.

Bazen dönüp arkana baktığında, yaşadıklarını hatırladığında..
Keşkelerin ve iyiki de yapmışım dediğin onca şey..
Ama ne olursa olsun doğru bildiğini yaptın her zaman
Hep birileri için mücadele ettin ve elinden ne geliyorsa yaptın
Yapmaya da devam edeceksin iyi olduğunu düşündüğün kişilere
Çoğu zaman yanılsan da, kansan da hep doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapacaksın.
Keşke herkes bunu yapabilse...

Gözümüzü öyle köreltmişiz ki, öylesine büyük hırslar bürünmüş ki
Göremez olmuşuz doğruyu, kötüyü ve de iyiyi.
Günde kaç kez yalan söylüyor, kaç kişinin kalbini kırıyoruz.
Hem de öylesine küçük ve basit şeylerle
Alttan almak yerine hep daha kötüsüyle karşılık vermeyi tercih ediyoruz.
Sabretmesini bilmiyor insan ve öğrenmeyi düşünmüyor hiçbir zaman.

Hep bi hayal kırıklıklarımız oluyor ve umutlar bi anda kül oluveriyor.
Ama bilmiyor ki, insan aslında umudunu kaybettiği zaman yeniliyor.
Başımıza gelen her olayda hemen feryat figan ve daima isyan.
Şu üç günlük dünyada neden şükretmeyi bilmiyor ki insan.
Eğer kendimize soracak olursak 'değer miydi' diye
Değmeyeceğini bilirdik aslında hiçbir şeye üzülmemeye.
Şu kısacık hayatta aslında öğrenmeliyiz
''Her şeye eyvallah deyip de gülüp geçmeye''

Etrafınızın kalabalık olduğuna aldanmayın.
''Daima senin yanında olacağım'' diyen insanlara bence hiç kanmayın.
Aslında hepsinin sadece kuru bir kalabalık olduğunu asla unutmayın.
Yalnız doğdun bu hayatta ve yalnız gireceksin bir avuç toprağın altına.
Peki ne götüreceksin öbür tarafa bir parça kumaştan başka?

Ufuko