Anlamlı Sözler, Paylaşımlar.

Başlatan FilmsizKalma, 13 Ocak 2012, 16:56:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hakanatik01

#120
edebiyat saatim bitti :P dizime bakınıp gelicem :P

Dinlemeyi öğren.
Yaşlan ama paslanma.
Özür dilemekten çekinme.
Aynı hatayı ikinci kez yineleme.
Mükemmeli ara, kusursuzu değil.
Büyük düşün, küçük zevklerin tadına var.
Her şeyi bulduğundan daha iyi durumda bırak.
Sürekli "Ben dürüstüm" diyenlerden kuşkulan.
İlk kez tanıştığın insanlara önce işlerini sorma.
Acıyı ve düş kırıklığını, yaşamın bir parçası gibi kabul et.
Kaybedecek bir şeyleri kalmamış insanlardan kendini koru.
İnsanların her zaman gerçeği duymak istediklerini sanma.
Köprüleri atma. Aynı nehri yine geçmek zorunda kalabilirsin.
Ailene "en iyisini vermek" yerine, "verebileceğinin en iyisini" ver.
Duyurduğun ya da duyduğun haberlerin taraflı olduğunu unutma.
Asıl savaşı kazanmak için küçük bir çarpışmayı yitirmeyi göze al.
Maddi durumun çok iyi olsa bile, bırak çocukların kendi harçlıklarını kendileri kazanabilsinler.
Çocuklarına sık sık onlara ne denli çok güvendiğini söyle.
Başkalarını sevebilmek için önce kendini sev.
Yağan yağmurun dünyanın tozunu aldığı gibi,
Akan gözyaşlarının da kalbini ruhunu temizlediğini unutma.
İyi ya da kötü her şeyin bir sonu olduğunu,
Bu yüzden önemli olanın anı yaşamak olduğunu aklından çıkarma.

hakanatik01

*Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.
*Her birimiz tek kanatlı melekleriz ve bizler ancak birbirimizi kucaklayarak uçabiliriz.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

enderege

Alıntı yapılan: hakanatik01 - 25 Şubat 2015, 01:19:44
*Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.
*Her birimiz tek kanatlı melekleriz ve bizler ancak birbirimizi kucaklayarak uçabiliriz.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Çok iyiymiş. Daha önce duymamıştım.
Bize bu dünya atalarımızdan miras kalmadı, Çocuklarımızdan ödünç aldık.

hakanatik01

İşitme cihazını takmadığın bir ana denk gelmiştir belki ehteyar :PP (gyk) :D

Daha neler vardırda okumak lazım işte 6 cilt olunca hangi arada okunacak oda ayrı bir konu,dediğiniz gibi 24 saat yetmiyor artık enderege hocam :)

Coulers79

6 ciltin içeriği hakkında biraz daha ayrıntı paylaşır mısın? Elin nirvanasına çıkmak isteyenlere gelsin. :PP   :))

hakanatik01

#125
Aşk,sevgi,güzellik,ögütler gel ne olursan ol gellerdir sanırım , hepsini okumadım ki :P Ama içerik farklı olmayacaktır felsefesinde sevgi yatıyor sonuçta :) Bizim kendi güzelliklerimiz duruken elin Nirvan anasını hatmedenleride anlamam tamam onları bilekte bizde daha iyileri var :P OI yüzden boşver Nirvan anayı heybeliden mehtaba çıkalım  :m :D

bekeli

Bir ara forumda imzamı süsleyen ve bence müthiş şekilde ifade edilmiş olan şu sözleri yeniden paylaşmak istiyorum:

Anladım ki: İnsanlar;
Susanı korkak.
Görmezden geleni aptal.
Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar.
Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar.
Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar..!

Şems-i Tebrizi

hakanatik01

"Duydum ki gıybetimi yapmışsın, yüzüme söylemekten kaçmışsın, benim gibi bir acizden korkmuş Allah'tan korkmamışsın."

hakanatik01



Ne güzel demişti " İNCE MEMED"in babası: "O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık." diye. Evet şimdi bizler de senin uğruna harcıyoruz o güzel sözleri. Sen de bırakıp gittin Üstad...

Kimdir YAŞAR KEMAL?

Asıl adı Kemal Sadık GÖÐÇELİ'dir. 1923 yılında Adana'nın Osmaniye İlçesi'ne bağlı Hemite Köyü'nde dünyaya geldi. Annesi Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğludur.

Yaşadığı küçük bir kaza nedeniyle tek gözünü kaybetmiştir.Yaşar Kemal, ilköğrenimine Burhanlı köyü ilkokulunda başladı, Kadirli Cumhuriyet İlkokulu'nda tamamladı. Adana'da ortaokula devam etti. Ortaokul son sınıftayken okulu bırakmak zorunda kaldı. Amelebaşılık, ırgatlık, çeltik tarlalarında kontrolörlük , arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi çeşitli işlerde çalıştı edebiyat üstadı.

1950 yılında siyasi nedenlerle tutuklandı.

Yaşar Kemal 1950 yılında siyasi nedenlerle bir yıl Kozan Cezaevi'nde tutuklu kaldı, sonra serbest bırakıldı. Yazar, bu olaydan sonra 1951 yılında İstanbul'a yerleşti ve kısa bir işsizlik döneminden sonra Cumhuriyet Gazete'sinde fıkra ve röportaj yazarlığına başladı.

Cumhuriyet gazetesindeki bu görevi 1963 yılına kadar devam etti.

Başarıları ve öldülleri
Yazar, "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün" röportajıyla Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı Armağanı
ilk romanı olan "İnce Memed" ile 1955 yılında Varlık Roman Armağanı
1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti"adlı eseriyle Madaralı Roman Ödülü' nü kazandı.
"Yer Demir Gök Bakır" ile 1977'de Fransa'da Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi.
"Binboğalar Efsanesi" ile 1979'da yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı ve 1984 yılında Fransa'nın Légion D'Honneur nişanını aldı.

Adana'da yetişmesinden dolayı eserlerinde Torosları, Çukurova'yı ve o yörenin insanlarının çektiği yaşam sıkıntılarını, ezilişini, ağalık, kan davaları gibi toplumsal olayları dile getiren Yaşar Kemal, roman, deneme, öykü, çocuk romanı, derleme gibi farklı edebi eserlerle Dünya Edebiyat'ına katkıda bulunmuştur.

ESERLERİ:

Romanları
İnce Memed I, 1955
İnce Memed II, 1969
İnce Memed III, 1984
İnce Memed IV, 2006
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, 1997
Karıncanın Su İçtiği, 2002
Tanyeri Horozları, 2002
Ortadirek, 1960
Yer Demir Gör Bakır, 1963
Ölmez Otu, 1968
Demirciler Çarşısı Cinayeti,
Yusufçuk Yusuf
Yağmur Kuşu
Kale Kapısı
Kanın Sesi
Üç Anadolu Efsanesi, 1967
Ağrı dağı Efsanesi, 1970
Binboğalar Efsanesi, 1971
Algözüm Seyreyle Salih, 1976
Çakırcalı Efe, 1972
Yılanı Öldürseler, 1976
Kuşlar da Gitti, 1978
Deniz Küstü, 1978
Yağmurcuk Kuşu, 1980

Çocuk Romanı
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, 1977

Öykü
Sarı Sıcak, 1955,

Deneme-Derlemeleri
Ağıtlar, Halkevi, 1943
Taş Çatlasa, Ataç, 1961
Baldaki Tuz, 1974
Gökyüzü Mavi Kaldı
Ağacın Çürüğü: Yazılar-Konuşmalar, 1980
Yayımlanmamış 10 Ağıt, Anadolu Sanat, 1985
Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri, 1997
Ustadır Arı, Can, 1995
Zulmün Artsın, 1995

Çeviri
Ayışığı Kuyumcuları , 1977

Röportajları
Allah'ın Askerleri, 1978
Yanan Ormanlarda 50 Gün, Türkiye Ormancılar Cemiyeti, 1955
Çukurova Yana Yana, 1955
Peribacaları, 1957
Bu Diyar Baştan Başa, 1971
Bir Bulut Kaynıyor, 1974
Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor, 2000

İşte böyle Edebiyat Şah'ı YAŞAR KEMAL'in yaşam mücadelesi. Her zaman benimsediği ve kendisinden sonraki toplum edebiyatçılarına harita olacak; "Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum." sözü ile adını tarihe kazımıştır altın harflerle...

19.04.1971 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İPEKÇİ'nin "Her Hafta Bir Sohbet" köşesinde yer alan tarihi konuşması.

İPEKÇİ - Yaşar, bugüne kadar edebiyatta ne yapmak istedin, bundan sonra ne yapmak istiyorsun?

YAŞAR KEMAL - Ta çocukluğumdan bu yana, kendimi bildim bileli, okur-yazar değilken bile şiir söylerdim. Sonra folklor çalışmaları yaptım. Röportajlar yazdım. Hikayeler, romanlar yazdım. Çalışma tarzım gösteriyor ki, halktan yana, halkla birlikte işini gören bir sanatçıyım. Benim kişiliğimi ve sanatımı halktan ayırmak mümkün değil. Yirmi yedi yaşıma kadar halk içinde, halkla birlikte çalıştım. Yani bir kol emekçisiydim. 1951'de İstanbula geldiğimde, elimde bir kitaplık hikaye vardı. Örneğin, benim dünyaya çıkmış ilk eserim İnce Memed değildir, "Bebek" hikayesidir. Önce Fransızcaya çevrildi, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye, birçok dillere. Son yirmi yılın dünyada çıkmış birçok hikaye antolojisinde "Bebek" hikayesini de buluruz. 17-18 yaşlarımda bende sol düşünce belirmeye başlamıştı. Sanatım onunla tay gitti, yani paralel. Ben iki şeye inanırım. İki şeyin sonsuz gücüne, sonsuz yaratıcılığına, sonsuz değişimine; halk ve doğa. Sanatımı halkımla birlikte, onun büyük yaratıcılığı ile birlik olarak, onun için yaparım. Politikam da sanatımdan ayrılmaz. Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. Benim sanatım, içinden çıktığım sınıfın yani proletaryanın çıkarlarının emrindedir. Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum...
Hoşçakal "İNCE MEMED"4
(radikal)

Her ölüm acıdır her ölüm erken Mekanın cennet olsun Allah rahmet eylesin.. :X

AnilK

Allah rahmet eylesin.

Kendi adıma değerini bilemedim şimdiye kadar, en kısa zamanda İnce Memed kitabını okuyacağım.