Gönderen Konu: Hikayeler  (Okunma sayısı 38667 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

03 Şubat 2015, 00:35:41Yanıtla #90

Çevrimdışı Coulers79

  • eTüccar Puanı: (9)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 6.538
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +4269
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #90 : 03 Şubat 2015, 00:35:41 »
0
PC bugün çok zor açıldı, yarının garantisi yok. Artık gittiği veya geldiği yere kadar.

Hoca telemisyonu aç, (gyk) hoca telefizyonu aç. :PP Belgesel seyredeceğük ya. :m

Sponsor Linkleri
     

11 Mart 2015, 03:58:16Yanıtla #91

Çevrimdışı Coulers79

  • eTüccar Puanı: (9)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 6.538
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +4269
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #91 : 11 Mart 2015, 03:58:16 »
+6
Evli çift, fakir olduklarından istedikleri şeyleri bir türlü alamıyorlarmış.
Adamın babasından yadigar bir saati varmış. Fakat bu saatin zinciri yokmuş.
Adamın tek hayali babasından kalan bu hatıraya gümüş bir zincir alabilmekmiş.
Karısının da o kadar güzel saçları varmış ki, o saçlara yakışır gümüş bir toka almak istermiş ömrü boyunca.
Evlilik yıldönümlerinde kadın bir perukçuya gidip saçlarını satmış. Aldığı parayla da ucuz bir peruk alıp başına geçirmiş.
Kalan parasıyla da eşinin babasından kalan saate, eşinin o çok sevdiği zinciri almış.
Akşam evinde heyecanla kocasının gelmesini bekliyormuş. Nihayet eşi eve gelmiş.
Kadın hemen hediyesini vermiş eşine. Adam üzülerek almış hediyeyi.
- ''Nasıl alabildin bu zinciri?'' diye sormuş eşine.
Saçlarını sattığını söylemiş kadın. Daha da üzülmüş adam bunu duyunca.
Çünkü; o da karısının o çok istediği tokayı almış, babasından yadigar saati satarak... :'(

11 Mart 2015, 04:30:07Yanıtla #92

Çevrimdışı hakanatik01

  • eTüccar Puanı: (21)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 12.896
  • Cinsiyet: Bay
  • Srebrenitsa
  • Beğeni: +5038
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #92 : 11 Mart 2015, 04:30:07 »
0
Bu hikayeden çıkan sonuç kendi başına iş yapma hem saçın gider hem saaatin :P
ya rab bir hilal uğruna ne güneşler batıyor

12 Mart 2015, 01:24:09Yanıtla #93

Çevrimdışı abcb

  • eTüccar Puanı: (40)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 12.528
  • Cinsiyet: Bayan
  • Beğeni: +4629
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #93 : 12 Mart 2015, 01:24:09 »
0
Mis olmuş, kadın tokayı güleeee güleeeee kullansın  8) saçın kökü onda yine uzar yine uzar  :g

21 Mart 2015, 23:58:31Yanıtla #94

Çevrimdışı Coulers79

  • eTüccar Puanı: (9)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 6.538
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +4269
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #94 : 21 Mart 2015, 23:58:31 »
+3
   Bekri Mustafa, Sultan IV. Murat döneminde yaşamış ünlü ayyaşlardan biridir. Kadırga doğumlu Bekri Mustafa aslında iyi bir eğitim almakta olan bir gençti. Yorgancı babası onu medreseye yazdırmış, iyi bir eğitim görmüş. Ne var ki, önce annesi ve daha sonra da babası vefat edince önce medreseden ayrıldı ve daha sonra da baba mesleği olan yorgancılığı da bırakıp genç yaşta kaybettiği anne ve babasını içkilerde aradı.
   Bekri Mustafa ile içki yasağını koyan Sultan IV. Murat’ın ilk karşılaşmaları bir kayıkta olur. O günlerde Bekri Mustafa kayıkçılık yapmaktadır. O gün biryandan çalışıp kürek çekmekte ve bir yandan da kürek çekmektedir. Öte yandan koyduğu içki yasağını bizzat kontrol etmek için tebdil-i kıyafetle dolaşan Sultan Murat, Bekri Mustafa’nın kayığına biner ve kendisini karşıya geçirmesini ister. Küreklere asılan Bekri Mustafa arada bir testisini de kafaya dikmektedir. Sultan merak eder ve sorar:
– O testinin içinde ne ola ki? Mustafa cevap verir:
– Efsunlu bir içecek, der.
   Bunun üzerine Sultan içeceğin tadına bakmak ister. Bekri Mustafa karşısındakinin IV. Murat olduğundan habersiz içki testisini uzatır.
– Aman dikkat et, adamı çok fena halde çarpar ha, der.
   Testiden bir yudum alan Sultan Murat testidekinin ne olduğundan emin olunca kimliğini açıklama gereği duyar.
– Ben içkiyi yasaklayan Sultan IV. Murat’ım, der.
   Bekri Mustafa ise güler,
– Dikkatli iç demedim mi? Bak ilk yudumda çarptı seni, der. :D
« Son Düzenleme: 22 Mart 2015, 00:00:38 Gönderen: Coulers79 »

22 Mart 2015, 00:00:20Yanıtla #95

Çevrimdışı abcb

  • eTüccar Puanı: (40)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 12.528
  • Cinsiyet: Bayan
  • Beğeni: +4629
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #95 : 22 Mart 2015, 00:00:20 »
0
Gitti kelle  :PP

12 Nisan 2015, 19:18:55Yanıtla #96

Çevrimdışı Coulers79

  • eTüccar Puanı: (9)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 6.538
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +4269
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #96 : 12 Nisan 2015, 19:18:55 »
+2
     Amatör ligde top oynuyordum. Kulübün eski hocalarından biri geldi. Normalde ilk 11 oyuncusuydum. Hiç sebepsiz yere kadro dışı bırakıldım. Hocanın gelmediği birkaç maçta oynadım sadece. Yöneticiler hocaya karışmazlardı ama keşke başka hoca olsaydı derlerdi. Antrenör beni tanımıyordu, sadece tanıdığı benden eski oyuncuları ve genç oyuncuları oynatıyordu. Ben forvettim yerime genç bir çocuk oynuyordu. Topa vurmada henüz eksikleri vardı. Ara sıra boş kaleye kaçırdığı goller oluyordu. Bazı kaçırdığı pozisyonlarda abi sen olsan atardın diyordu. Henüz bırakın golü, kaleyi tutan vuruşu yoktu ama her maç banko oynuyordu. Bu arada kadro dışıyım ama antrenmanları kaçırmıyorum, yeni de bir ayakkabı almıştım. Yöneticilerle konuşuyoruz niye oynatmıyor diye 'valla biz senden memnunuz ama hoca değil heralde' diyorlardı. :S
     Yeni ayakkabımı doğru düzgün giymek nasip olmadı. Sürekli 'bu kadar emeğe yazık be, ayakkabım bile o kadar antrenmanlı ki sahaya çıksa gol atar' diyordum. Bu laflar üzerine birgün bu genç arkadaşa ayakkabı lazım oldu bende verdim. 'Ayakkabım uğurlu gelir ve belkide ilk golünü bu maç atabilirsin' dedim. :g O maç ilk kaleyi tutan şutunu ve ilk golünü attı. Bu takımın en zayıf halkası arkadaşın, ayakkabımla çıktığı maçlarda vurduğu gol olmaya başladı. (Incredible, unbelievable, amazing! *) Can you believe it?) Bir anda gol krallığında yarışmaya başladı hatta başka bir takımla transfer için anlaştı. Takımda havası arttı, haftalar geçti arada istedim vermiyor 'lazım olursa alırsın abi' diyor, e oynamadığım için lazımda olmuyor. Neyse ayakkabının görevi bitti, eskidi geri aldım ve herşey normale döndü. Ayakkabımla onlarca gol atan arkadaş sezon bitene kadar bir gol ya attı ya atamadı. Kader bir gencin ortaya çıkmasına vesile oldurdu diyebiliriz, ayakkabı ve yol parası bana geçti yalnız. :))
     Amatörde torpil olur mu valla oluyor. İlk başladığım sene gencim daha, kadroya bile giremiyorum nerdeyse. İlk maçıma yedekten girerek çıktım. İlk golümü attım ve maçı kazandırdım. Arkadaşlar 'ooo hadi formayı kaptın, artık ilk 11'sin' diyorlardı. Bende içime doğmuş gibi belli olmaz, en kötü yine yedekten girerim diyordum. Ertesi hafta ne oldu dersiniz, kadro dışı :D bunu ben dahil kimse beklemiyordu. Formaya hasret kaldık. Son maç aynı takıma karşı oynuyorduk, bu kez iddiaları da yoktu ve daha güçsüzlerdi. Yenersek şampiyonduk yenemedik. Oysa ben çok formdaydım fakat tribündeydim. O sezon yerime oynayan arkadaşlar iki-üç gol atarak 2.lige transfer oldular.
     Birgün mahalledeki uzun boylu, yabancı ve basketbolcu arkadaşlarla basket oynuyoruz. Kısa boylu ama hızlıyım, kafa kafaya maç yapıyoruz. O gün çoğu ribaundu ben aldım. Ertesi gün futbol maçım vardı. Maçtan önce arkadaşlara uzun boylu basketçi arkadaşlardan aldığım ribaundları anlattım. İnşallah maçta elim topa gitmez dedim. Biri haksız karar olsada iki elle oynama, iki sarı kart sonucu kırmızı kart görmüştüm. Elim istemsiz havalanıyordu, sonra sen gel top çarp hayda yine kadro dışı. -:))
« Son Düzenleme: 01 Ağustos 2015, 21:50:17 Gönderen: Coulers79 »

21 Nisan 2015, 01:29:45Yanıtla #97

Çevrimdışı Coulers79

  • eTüccar Puanı: (9)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 6.538
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +4269
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #97 : 21 Nisan 2015, 01:29:45 »
+2

29 Mayıs 2015, 22:38:36Yanıtla #98

Çevrimdışı hakanatik01

  • eTüccar Puanı: (21)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 12.896
  • Cinsiyet: Bay
  • Srebrenitsa
  • Beğeni: +5038
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #98 : 29 Mayıs 2015, 22:38:36 »
+5
Seçim yaklaşıyor onla ilgili biraz ama ossun Oy vermiycem gitmiycem aman tatilden gelip oymu vericem canım diyenlere gelsin :PP :)

Nemrud, ona karşı gelen Hz. İbrahim'in ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşturmuşlar. O kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş.
Bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. Nemrud, ne güçlü bir kral olduğunu herkes anlasın, görsün istemiş. Nemrud'un askerleri İbrahim Peygamber'i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış.
Bu sırada göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:
- Acele ile nereye gidiyorsun?
Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:
- Haberin yok mu? Nemrud, İbrahim peygamberi ateşe atacakmış. Meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.
Diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:
- Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?
Bir damla su taşıyan karınca:
- Olsun, hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır demiş.

Kıssadan hisse üşenmeyin gidin oyunuzu verin tarafınız belli olur en azından :)
ya rab bir hilal uğruna ne güneşler batıyor

30 Mayıs 2015, 00:32:18Yanıtla #99

Çevrimdışı silver

  • eTüccar Puanı: (5)
  • Forum Müdavimi
  • *****
  • İleti: 5.967
  • Cinsiyet: Bay
  • Beğeni: +1618
Ynt: Hikayeler
« Yanıtla #99 : 30 Mayıs 2015, 00:32:18 »
0
Vay be @hakanatik01 konuyu nasıl buraya bağladınız hayretler içerisindeyim :D