Hikayeler

Başlatan enderege, 13 Ocak 2013, 00:11:22

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Coulers79

Hepimizin borçları ve sıkıntıları az çok vardır. Fakat bunların üstesinden gelecek güç ve azmi kendimizde bulmamız gerekmektedir.

Bir zamanlar çok başarılı olan işadamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı. Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. "Çok üzgünsün. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli. Benimle paylaşmak ister misin?" diye sordu.

İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, "Sana yardım edebilirim!" dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: "Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al!" Ve geldiği gibi hızla gözden kayboldu yaşlı adam. İşadamı şaşkınlıkla elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza John Rockfeller'a aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına... "Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim" diye düşündü. John Rockefeller'e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi.

Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveni ve yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra işlerini yoluna koyabilmişti. Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup kâr etmeye başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu.

Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı.

Hemşire "Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir" dedi, "Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor." diye ekledi. Adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı. İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı. Birden, hayatının akışını değiştiren şeyin para olmadığını fark etti. Hayatını değiştiren, yeniden kendinde bulduğu özgüven ve inançtı.

Anladı ki, başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır.

     Ferda Can Zorlu

ElisaMcCline

Alıntı yapılan: Coulers79 - 06 Temmuz 2014, 01:49:44
Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor."

:)) :)) :))

O anda adamın yüzünü görmek - paha biçilmez :D

Coulers79

Adamın tekrar yırtmasına vesile olmuş amca bey. :y  Bizde olsa n'olurdu, (prt) beklediğin ifadeyi bankacılar görürdü? :D

abcb

Alıntı yapılan: ElisaMcCline - 06 Temmuz 2014, 15:59:19
:)) :)) :))

O anda adamın yüzünü görmek - paha biçilmez :D

:)) Ya çeki alır almaz bankaya gitseydi  :g

ElisaMcCline

Alıntı yapılan: abcb - 07 Temmuz 2014, 00:09:59
:)) Ya çeki alır almaz bankaya gitseydi  :g

Demekki neymiş, çekleri hiç bozdurmazsan, daha çok para kazanırsın :P :D
Var mı beni çekle dolandırmak isteyen :D Canım çekti bak şimdi :))

6il9in

Leonardo DiCaprio Sıkıysa yakala filmini bilirmisin hocam..  :D Seni ona havale ediyoruz..  :P

ElisaMcCline

#66
Alıntı yapılan: bilqin - 07 Temmuz 2014, 00:18:35
Leonardo DiCaprio Sıkıysa yakala filmini bilirmisin hocam..  :D Seni ona havale ediyoruz..  :P

Yok, bana tek çek yeter :P
Adam dünyayı dolandırmıştı, be yaw :D

Edit:
Bu arada, daha yeni bir filmini seyrettim geçenlerde. yine dolandırıcılık üzerine, bu sefer Wall Street ' e takmıştı.
Wolf of Wall Street miydi neydi :)

Coulers79

Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum.
Tam işyerinin önüne geldik, muhit kalabalık cadde işlek. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin
yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için
debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı.

- Üstü kalsın kardeşim" dedim. Bana doğru döndü:
- Vaktin var mı ağabey?" dedi.
- Evet" dedim (tek ayağım hala dışarıda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe var.
Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş.
- Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa ister miydin 50 kuruş benden?"
- "Ne alacağım ağabey 50 kuruşu!"
- Peki, niye gittin 25 kuruş için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim."
Döndü bana, attı kolunu arkaya:
- "Vaktin var mı ağabey?" - "Var."
- Çek kapıyı o zaman."

5 dakika konuştuk. İngiltere'de Profesöründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dakikada öğrettiklerini,
İngiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler:
- "Ağabey biz 5 kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir,
o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık."
"Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize" Durun kalkmayın" derdi.
Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı."
"Aha" dedim, "Bizim meslekten", seminerci.
- "Ne anlatırdı baban ?" - "Hayatta nasıl başarılı olunur?"
" O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor."

- Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp
"Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin.
O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda
her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden
geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire.
Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane,
dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?" dedi sordum: - "Ne bıraktı?"
- "Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı. Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın." Falan filan...
"Ağabey, aradan 15 yıl geçti... Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı."
"Biz 5 kardeş, beşimizin de taksi durağında birer taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var."

"Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :
- "Asıl mirası bizim baba bırakmış."
"Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 kuruşu evimize sokmadık.
Her şeyimiz var Allah'a şükür." Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:
- "Dur ağabey, asıl bomba şimdi!" dedi. - Nedir bomban?" dedim.
- Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz."

Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız.


abcb

Coulers bu zamana kadar paylaştığın en güzel hikayeydi  :)

Bizim burda da bunun başka bi türünü söylerler, ömrün boyunca yırt kendini, çalış birktir biriktir, sen toprak olunca hiç tanımadığın el oğlu gelsin, beş dakikada bütün herşeyini yesin bitirsin  (d)
Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız.  :)